Amerika Birleşik Devletleri İç Güvenlik Bakanlığı’nın(DHS) Bitcoin(BTC) yaratıcısı Satoshi Nakamoto’nun kimliğini bildiğine dair iddialar, yeni bir hukuki süreci tetikledi. Kripto para hukuku alanında uzmanlaşmış avukat James Murphy, 7 Nisan’da bilgi edinme yasasına (FOIA) dayanarak federal mahkemede hükümete karşı dava açtı. Murphy, DHS’in Nakamoto’ya dair önemli bilgilere sahip olabileceğini öne sürerken, ilgili belgelerin kamuya açıklanmasını güçlü şekilde talep ediyor.
Davaya neden olan gelişme, 2019’da düzenlenen ‘Uluslararası Finansal Bilgiler Forumu’nda yaşandı. Forumda, DHS’de görevli kıdemli müfettiş Rana Saoud, “Kaliforniya’da Bitcoin’in kurucusu olduğu düşünülen bir kişiyle doğrudan görüştüklerini ve dört kişiyle birlikte Bitcoin’in teknik altyapısı ve amaçlarını tartıştıklarını” belirtmişti. Murphy, bu açıklamaların doğruluğu ne olursa olsun, kamuoyunun açık ve net bir yanıt alma hakkı olduğunu vurguladı.
FOIA yasası, Amerika’da federal kurumların şeffaflık ilkesi doğrultusunda bilgi paylaşımı yapmasını öngörüyor. Murphy, bu yasa çerçevesinde Saoud’un sözünü ettiği 2019 tarihli toplantıya dair resmi kayıtlar, yapılan görüşmelere ait belgeler ve varsa ses kaydı gibi tüm içeriklerin açıklanmasını istiyor.
Satoshi Nakamoto, 2008 yılında yayınlanan Bitcoin beyaz kitabının yazarı olarak biliniyor ancak kimliği hâlâ bilinmiyor. Hal Finney, Nick Szabo, Adam Back ve Peter Todd gibi isimler sıkça anılmış olsa da bugüne kadar kesin kanıtlarla Satoshi’nin kimliği ortaya konulabilmiş değil. Ancak bu dava, ilk kez bir devlet kurumunun Satoshi’yi spesifik bir kişi olarak tanıdığı iddiasıyla açılıyor olması nedeniyle dikkat çekiyor.
Murphy, DHS’in olası bir kimlik yanlışlığı yapmış olabileceğini de dile getiriyor: “Eğer görüşme yapılan kişi Satoshi değilse, bu da şeffaf şekilde ortaya konulmalı” diyerek mahkeme sürecinin sonuna kadar takip edileceğinin altını çizdi. Ayrıca, Trump tarafından DHS Bakanı olarak atanan Kristi Noem’e de çağrıda bulunarak, bu konuda siyasi değil kamusal sorumlulukla hareket ederek verilerin gönüllü şekilde açıklanmasını istediğini belirtti.
Bu dava yalnızca tarihî bir gizemi çözme çabasının ötesine geçiyor. Aynı zamanda Bitcoin gibi dijital varlıkların güvenilirliğini ve şeffaflığını artırma amacı taşıyor. Murphy’nin hukuk ekibi, “Bugün Bitcoin’e hem kamu hem de özel sektörden milyarlarca dolar yatırım yapılıyor. Bu nedenle, bu teknolojinin ardındaki kişi ya da kişiler hakkında hükümetin elindeki bilgilerin ortaya çıkması, yatırımcı koruması açısından da oldukça kritik” diye belirtti.
Davayla aynı döneme denk gelen bir diğer önemli gelişme de Başkan Trump’ın yakın zamanda imzaladığı ‘Stratejik Bitcoin Rezerv Kararı’. Bu karar doğrultusunda devletin elindeki dijital varlıkların stratejik kaynak olarak tanımlanması gündeme gelirken, Satoshi Nakamoto’nun kimliğinin açığa çıkması durumunda bu varlık sınıfının yasal konumu ve kamuoyu güveni üzerinde kayda değer etkiler yaratabileceği düşünülüyor.
Bitcoin’in kökenine dair bu hukuki süreç, yalnızca teknik geçmişe değil, kripto para ile devlet ilişkileri ve bilgi şeffaflığı arasındaki dinamiklere de ışık tutabilecek potansiyele sahip.
Yorum 0