Kripto paraların benimsenme oranı gelişmiş piyasalarda durağanlaşırken, Güneydoğu Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi *yükselen pazarlar* yeni büyüme merkezleri haline geliyor. Bu bölgelerde banka altyapısına erişimdeki zorluklar, yerel para birimlerinin istikrarsızlığı ve akıllı telefon kullanımının hızla yayılması gibi ortak faktörler, kripto varlıklara olan ilgiyi artırıyor. Ancak bu talebin sürdürülebilir finansal fırsatlara dönüşebilmesi için, bölgesel riskleri dikkate alan *özel tasarlanmış likidite sağlayıcı stratejileri*ne ihtiyaç duyuluyor.
Geleneksel *market-making* yaklaşımı, yükselen piyasalarda genellikle etkisiz kalıyor. Bunun nedeni; ekonomik krizler, zayıf borsa altyapısı ve belirsiz regülasyonlardır. Örneğin Arjantin, ciddi sermaye kontrollerine sahip bir ülke. Sürekli değişebilen politikalar nedeniyle burada kripto yatırımları sürekli *belirsizlik* altında. Dolayısıyla gerçek zamanlı izleme ve ultra kısa vadeli tepki mekanizmaları olmadan piyasada işlem yapmak oldukça *riskli* hale geliyor.
Teknik altyapıdaki eksiklikler de sorunun bir diğer boyutunu oluşturuyor. Birçok yükselen piyasa borsası, *eski ve yavaş sistemleri* kullanıyor. Bu durum emir defterinin sığ olmasına, emir başarı oranlarının düşmesine ve *slippage* oranlarının artmasına neden oluyor. Bu tür aksaklıklar hem yatırımcıların hem de likidite sağlayıcıların uzaklaşmasına yol açarak, piyasada *negatif bir kısır döngüye* neden oluyor. Yerel para birimlerinin değerindeki oynaklık ve kriptoya karşı banka engellemeleri, doğrudan bireyler arası işlem (P2P) kullanımını artırıyor. Ancak bu yapı, merkezi borsalardan likiditeyi uzaklaştırdığı için borsaların da gelir modellerini *zayıflatıyor*.
Tüm bu sorunlara çözüm olarak *butik market-making* modeli giderek daha fazla ilgi görüyor. Bu model, büyük borsa merkezli standart yaklaşımlar yerine, her ülkenin özel ihtiyaçları, yerel düzenlemeleri, teknolojik yeterlilikleri ve kültürel yapısına uygun stratejiler geliştirmeyi hedefliyor. Kripto kullanım oranlarının dünya lideri olduğu Türkiye (%27,1) ve Arjantin (%23,5) gibi ülkelerde tek tip çözümler *işe yaramıyor*. Butik model, sadece piyasanın kırılganlıklarına etkili şekilde yanıt vermekle kalmıyor, aynı zamanda *regülatörlerle iş birliği* sağlayarak uzun vadeli sürdürülebilirliği destekliyor.
Türkiye örneğinde, global platformlar ile yerel borsalar arasındaki fiyat farkı büyük verimsizlikler yaratmıştı. Butik market-maker'lar, bu fiyat ayrışmalarını kapatarak yatırımcılara daha *rekabetçi işlem fiyatları* sunmayı başardı. Arjantin'de ise Amerikan doları bazlı *stablecoin* likiditesi sağlayarak, yüksek döviz kuru riskine karşı yatırımcılara bir çıkış kapısı sundular. Bu gibi çözümler, ancak yerel yasaların dikkatli analizi ve düzenleyici kurumlarla *aktif iletişim* sayesinde geliştirilebildi.
Bir başka dikkat çeken örnek ise Bolivya. 2024 Haziran ayında kripto paraların yasallaşmasının ardından yerel dijital varlık borsası faaliyete geçti. Fakat başlangıç döneminde *likidite yetersizliği* nedeniyle işlevsel bir piyasa oluşmamıştı. Büyük likidite sağlayıcılar riskleri gerekçe göstererek piyasaya girmedi. Ancak butik market-maker'ların devreye girmesiyle *slippage oranları düştü*, fiyatlar daha dengeli hale geldi ve bireysel yatırımcıların piyasa katılımı anlamlı biçimde arttı.
İstikrarlı bir likidite ortamı, sadece yatırımcılar için değil, bölgesel *dApp*’ler, dijital cüzdan girişimleri ve sınır ötesi ödeme uygulamaları gibi temel hizmetlerin gelişmesi için de zemin hazırlıyor. Butik market-maker'lar, kısa vadeli kârlılık yerine *yerel toplulukla güven temelli ilişkiler kurmayı* hedefleyen stratejiler izliyor. Bu yaklaşım, regülasyon kurumlarıyla da daha yapıcı iş birliklerinin kurulmasını sağlıyor.
Yükselen piyasalarda şu an çok kritik bir dönüşüm süreci yaşanıyor. Bu potansiyelin gerçekleştirilmesi için olmazsa olmaz bir unsur, güçlü ve doğru yapılandırılmış *likidite altyapısı*. Bu da butik market-maker’ların önemini her geçen gün artırıyor. Artık borsaların, devlet kurumlarının ve yerel toplulukların bu uzmanlarla *uzun vadeli ortaklıklar* kurması gerekiyor. Bu sadece bir ekosistem kazanımı değil; aynı zamanda *erişilebilir ve kapsayıcı bir merkeziyetsiz ekonomi* inşa etmenin bir parçası.
Yorum 0