BlackRock ve MultiBank Group'tan 3 milyar dolarlık hamle: RWA tokenlaştırma dönemi hız kazanıyor

Gerçek dünya varlıklarının (RWA) tokenlaştırılması, artık soyut bir kavram olmaktan çıktı ve hem geleneksel finans kurumları hem de kripto şirketleri, blokzincir tabanlı altyapıyı somut şekilde uygulamaya koyarak bunu *gerçek bir finansal araç* haline getiriyor.

Son bir hafta içinde birçok geleneksel finans kuruluşu ve blokzincir şirketi, RWA tokenlaştırmasıyla ilgili yeni plan ve uygulama adımlarını arka arkaya duyurarak dikkat çekti. 30 Nisan’da, dünyanın en büyük varlık yönetim şirketi BlackRock(BLK), 150 milyar dolarlık ABD Hazine tahvili fonu BLF Treasury Trust Fund(TTTXX) için dijital defter teknolojisine (DLT) dayalı paylar çıkaracağını ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (SEC) bildirdi. Bu paylar yalnızca BlackRock Advisors ve New York Mellon Bankası(BNY) aracılığıyla satın alınabilecek ve blokzincir üzerinde yatırımcı paylarını birebir yansıtan ‘ayna defter’ kurulacak.

Aynı gün, blokzincir girişimi Libre, mesajlaşma platformu Telegram’ın 500 milyon dolarlık borçlarını tokenlaştırarak yeni bir ‘Telegram Tahvil Fonu’ oluşturma planını açıkladı. Bu fon sadece akredite yatırımcılara sunulacak ve on-chain kredilerin teminatı olarak da kullanılabilecek.

Haftanın en dikkat çekici haberi ise Dubai’den geldi. Küresel döviz ve finans hizmetleri sağlayıcısı MultiBank Group, Birleşik Arap Emirlikleri’nden gayrimenkul geliştiricisi MAG ve blokzincir altyapı firması Mavryk ile toplam değeri 3 milyar doları bulan (yaklaşık 4,38 trilyon TL) bir RWA tokenlaştırma anlaşması imzaladı. Bu şimdiye kadar hayata geçirilen RWA tokenlaştırma projeleri içinde *en büyük çaplı* olanı olarak kayda geçti.

ABD Hazine tahvilleri, kurumsal borçlar ve gayrimenkuller gibi farklı varlık türlerinin tokenlaştırılmasına yönelik girişimler hız kazanırken, blokzincir teknolojisi geleneksel finans sisteminin temelini yeniden yapılandıracak *gelecek nesil araç* olarak öne çıkıyor. Mevcut yasal sistemin oyuncularının sürece dahil olması, fiziksel varlık destekli token’ların *güvenilirliğini* ve *kullanılabilirliğini* artıran önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.