Bitcoin(BTC) sahipleri için vergi kaçırma döneminin sona yaklaştığı yönünde uyarılar yapılıyor. 2013'ten bu yana yüzde 600.000'in üzerinde artış gösteren Bitcoin hala küresel yatırımcıların ilgisini çekmeyi sürdürse de, hükümetler bu tür varlıkların ‘gerçekleşmemiş getirileri’ üzerinden vergi almayı planlıyor.
Eskiden yalnızca bazı Avrupa ülkelerinde geçerli olan ‘servet vergisi’ artık kripto para sahiplerini de kapsayabilir. Servet vergisi, herhangi bir satış yapılmasa ve kâr elde edilmese bile elde tutulan toplam net varlık üzerinden her yıl vergi alınmasını ifade ediyor. Bu sistem esas olarak aşırı servet birikimini ve vergi kaçırmayı sınırlamak amacıyla tasarlanmış olup İsviçre, Belçika ve Norveç gibi ülkelerde uzun süredir uygulanıyor.
Ancak son dönemde Bitcoin’in tekrar yükselişe geçmesiyle bu tür vergi uygulamaları daha da gerçekçi hale geldi. 2024 yılı Aralık ayında Fransa Senatörü Sylvie Vermeillet, Bitcoin’i ‘verimsiz varlık’ olarak sınıflandırarak, satılmasa bile her yıl vergiye tabi tutulması yönünde bir öneri sundu. Bu da doğrudan ‘gerçekleşmemiş sermaye kazancı vergisi’ tartışmalarına kapı aralıyor. Diğer ülkelerde şimdilik bu konuda sessizlik hakim olsa da, benzer uygulamaların perde arkasında değerlendirildiği düşünülüyor.
Bu fikirler yalnızca varsayımlara dayanmıyor; veriler de bu yaklaşımı destekliyor. İsviçre’de mevcut servet vergisi sistemi kapsamında, sahip olunan varlığın değeri üzerinden yüzde 1'e kadar vergi alınabiliyor. Uzun vadeli Bitcoin yatırımcılarının büyük kazançlar elde ettiği gerçeği göz önüne alındığında, diğer ülkelerin de geçmişte sermaye kazancı vergisini hayata geçirdikleri gibi servet vergisi uygulamalarını da gündeme almaları muhtemel. Örneğin, ABD bu vergiyi 1913’te, Birleşik Krallık 1965’te ve Avustralya 1985’te yürürlüğe koymuştu.
Almanya, bu konunun en tartışmalı örneklerinden biri oldu. 2024 yılı Temmuz ayında Alman hükümeti, elindeki 50 bin adet Bitcoin’i, birim başına 58.000 dolardan (yaklaşık 8,47 milyon TL) sattı. Ancak birkaç ay sonra Bitcoin’in değeri 100.000 dolara (yaklaşık 14,6 milyon TL) kadar yükseldi. Böylece devasa bir kârdan vazgeçilmiş oldu. Bu durum bazı analistler tarafından, 1999’da dönemin İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown’un altın fiyatları dipteyken ülkenin altın rezervlerinin yarısını satmasına benzetildi.
Düzenlenmiş bir servet vergisinin hayata geçirilmesi farklı riskleri de beraberinde getiriyor. En başta, yüksek değerli varlık sahiplerinin, daha düşük oranlı vergi sistemlerine sahip ülkelere taşınma olasılığı bulunuyor. Gerçekten de son dönemde İngiltere'den ayrılan zengin bireylerin, düşük vergi oranları nedeniyle Dubai gibi ülkelere göç ettiği ve bunun da ilgili ülkelerin vergi gelirleri üzerinde doğrudan etkili olduğu bildiriliyor.
Diğer yandan, bazı ülkelerde tam tersi bir yaklaşım izleniyor. Trump, yakın zamanda imzaladığı başkanlık kararnamesiyle bir Bitcoin stratejik rezervi oluşturulması yönünde talimat vererek, dolaylı biçimde bir ‘tutma stratejisi’ benimsemiş oldu. Bu karar, kripto paraları olumlu karşılayan bir duruş olarak değerlendirilirken, ABD'nin kısa vadede servet vergisi çıkarma olasılığının düşük olduğu şeklinde yorumlanıyor.
Sonuç olarak, Bitcoin sahipleri artık küresel vergi otoritelerinin radarında yer alıyor. Devletlerin bu yönde somut adımlar atıp atmayacağı ya da bunun sadece siyasi mesajlarla sınırlı kalıp kalmayacağı kesin olmasa da, kripto para topluluğunun bu sürece sessiz kalmayacağı *beklenti* olarak öne çıkıyor.
Yorum 0