Boşanmalarda Bitcoin(BTC) ve Ethereum(ETH) paylaşımı nasıl yapılıyor?

Dijital varlıkların gündelik yaşamın bir parçası haline geldiği günümüzde, boşanma davalarında kripto para bölüşümü de gerçek bir mesele olarak öne çıkıyor. Ortak sahip olunan bir ev ya da banka hesabı gibi, Bitcoin(BTC) ve Ethereum(ETH) de çiftlerin ortak malı sayılarak hukuki paylaşım kapsamına giriyor. Bu noktada "özel anahtar (private key) ikiye bölünebilir mi?" sorusu gündeme geliyor. Ancak bu durum ne teknik ne de hukuki anlamda basit bir konu değil.

Özel anahtar, kripto para cüzdanına erişim sağlayan *tek doğrulama yöntemi*. Harf ve rakamlardan oluşan uzun bir dizi olan bu anahtar, sahibine varlık üzerinde *tam kontrol* sunuyor. Anahtarın bölünmeye çalışılması, tüm dijital varlık üzerindeki mülkiyetin geçersiz hale gelmesine yol açabilecek *riskli bir girişim*. Bu nedenle özel anahtar ancak *dokunulmadan korunursa bir anlam ifade ediyor*.

Peki boşanma sürecinde kripto paralar gerçekten nasıl bölüşülüyor? Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri'nin de dahil olduğu birçok ülkede, kripto paralar *bölünebilir ortak mal* olarak kabul ediliyor. Bu da cüzdanda tutulan dijital varlığın nakde çevrilerek paylaşılması ya da cüzdanın doğrudan ortaklaşa kontrol edilmesi seçeneklerini ortaya çıkarıyor. Mahkemelerin onayladığı ve tercih ettiği yöntemler arasında Shamir’in Gizli Paylaşım Yöntemi (Shamir’s Secret Sharing), çoklu imza gerektiren cüzdanlar (multisig wallet) ve güvenli bir şekilde kontrolün sürdürülebildiği *emanet yönetimi* gibi uygulamalar yer alıyor.

Öte yandan, bazı durumlarda kripto paraların kasıtlı olarak gizlendiği veya özel anahtarların bilerek açıklanmadığı da görülüyor. Ancak günümüzde *blokzincir adli analiz araçlarının* gelişmesiyle birlikte, bu tür saklanan varlıkların izi daha kolay sürülebiliyor. İşlemler üzerinden karşı tarafın adını taşıyan cüzdanlar veya transfer edilen miktarlar tespit edilerek hukuki sürece katkı sağlanabiliyor.

Bu açıdan bakıldığında, özel anahtarlar fiziksel olarak bölünemese de kripto para varlıkları *hukuki olarak paylaşılabilir*. Bu noktada net bir ayrımın gözetilmesi gerekiyor. Özellikle Başkan Trump'ın seçim kampanyasında Bitcoin’in bağış aracı olarak kullanılması, dijital varlıkların kurumsal yapıya entegre olma sürecini hızlandırırken, yerli yatırımcılar ve hukukçuların da kripto paraların *mülkiyet niteliğini açık şekilde kavraması* önem taşıyor. Merkeziyetsizlik ve anonimlik gibi kavramlara sığınılarak yasaların dışında kalınamayacağı artık daha fazla fark edilmeli.