Bitcoin(BTC), altının dijital alternatifi mi? Emeklilik fonları rotayı değiştiriyor

Bitcoin(BTC) altın gibi geleneksel ‘güvenli liman’ varlıklarla aynı seviyede değerlendirilebilir mi? Son dönemde bazı emeklilik fonları bu soruyu yeniden masaya yatırmaya başladı. Yükselen enflasyon, jeopolitik gerginlikler ve bazı ülkelerdeki zayıflayan para birimleri nedeniyle, Bitcoin’i uzun vadeli yatırımlarına dahil etmeyi düşünenler artıyor.

Değer saklama aracı genel olarak, zamanla satın alma gücünü kaybetmeyen varlıklar için kullanılıyor. Bu tanım, dört temel koşulu gerektiriyor: kıtlık, dayanıklılık, taşınabilirlik ve likidite. Altın bu özellikleri yüzyıllardır taşıyor. Buna karşılık itibari paralar sınırsız basılabildikleri için zamanla değer kaybına uğrayabiliyor. Bu çerçevede, bazı fon yöneticilerinin Bitcoin’e yönelmesi dikkat çekiyor.

Bitcoin’in arzı 21 milyon adet ile sınırlı ve bu kodla korunuyor. Fiziksel bir şekli olmasa da ağ güvenliği ve 7/24 global işlem görebilmesi sayesinde *likidite* ve *dayanıklılık* açısından güçlü özellikler sunuyor. Bu nitelikler onu dijital çağın ‘kıymetli değer saklama’ aracı haline getiriyor.

Ancak Bitcoin’in önünde bazı engeller de bulunuyor. Fiyat oynaklığı, ülkeler arasında farklılık gösteren düzenlemeler, siber güvenlik konuları, görece kısa geçmişi ve geleneksel yatırım yapılarıyla kolay uyum sağlayamaması *dezavantaj* oluşturuyor. Yine de finansal sistemdeki belirsizlik arttıkça, bazı yatırımcılar Bitcoin’in bağımsız yapısı ve sınırlı arzına güvenmeye başlamış durumda.

Avustralya’nın önde gelen fonlarından AMP Super kısa süre önce Bitcoin vadeli işlemlerine sınırlı ölçekte yatırım yaparak yeni bir yaklaşım sergiledi. Bu hamle, sadece spekülasyon değil; *satın alma gücünü koruma* ve *zayıf para birimlerine karşı korunma aracı* olarak değerlendiriliyor. AMP Super, Bitcoin’i değer saklama kriterlerine göre değerlendiriyor ve fiyat momentumu, likidite, enflasyon verileri gibi göstergeleri yatırım zamanlamasında dikkate alıyor. Ayrıca blokzincir üzerinde gerçekleşen işlemleri analiz eden *on-chain veri* kullanımıyla da öne çıkıyor.

Bitcoin, kodla tanımlanmış kıtlığı nedeniyle altına benzer şekilde sınırlı bir varlık. Ama aynı zamanda daha hızlı, daha esnek ve fiziksel taşımaya gerek olmadan her yerden işlem yapılabiliyor olması, küresel fonlar için ayrı bir *cazibe* oluşturuyor. Ayrıca hisse senedi ve tahville düşük korelasyonu sayesinde, portföyde küçük bir yer verilse dahi risk-getiri dengesini iyileştireceğine dair araştırmalar bulunuyor.

Fonların ilgisi yalnızca Bitcoin’le sınırlı kalmıyor. Blokzincir teknolojisi genel anlamda yatırımcıların radarında. Gerçek dünya varlıklarının token şeklinde dijitalleştirilmesi; saklama, transfer ve ödeme işlemlerini sadeleştirip maliyetleri azaltıyor. Gelecekte cüzdan tabanlı hesap sistemleri ya da akıllı sözleşmelere dayalı fon yönetim modelleri de gündeme gelebilir. Ancak bunun için teknoloji altyapısının olgunlaşması, düzenleyici çerçevenin oluşturulması ve nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi gibi birçok hazırlık gerekiyor.

Bugüne dek fonlar genellikle altın ya da enflasyona endeksli tahvillerle satın alma gücünü korumaya çalıştı. Ancak öngörülmesi zor ekonomik koşullarda Bitcoin’in *tamamlayıcı bir değer saklama varlığı* olarak portföylere eklenmesi yönünde bir hareket gözlemleniyor. Bitcoin klasik finansal varlıkların yerini tamamen alamasa da, *enflasyon hassasiyeti* yüksek bir araç olarak ‘acil durum’ değer saklama alternatifi olma potansiyeli taşıyor.