Back to top
  • 공유 Paylaş
  • 인쇄 Yazdır
  • 글자크기 Yazı tipi Boyutu
URL kopyalandı.

Kripto ağlarında kullanıcı yatırımcıdan daha güçlü olabilir

Kripto ağlarında kullanıcı yatırımcıdan daha güçlü olabilir / Tokenpost

Kripto dünyasında ‘kullanıcı’nın, geleneksel yatırımcıdan daha güçlü ve etkili bir rol oynayabileceği yönünde görüşler artıyor. Bu bakış açısı, kullanıcı temelli kripto para ağlarının uzun vadeli yapılar kurmasına dair önemli bir perspektif sunuyor. Kullanıcının aynı zamanda yatırımcı olduğu bu yeni model, hızla değişen dijital ekonomi için alternatif bir sermaye anlayışının kapısını aralayabilir.

20. yüzyılın başlarında ABD’de şirketlerin temel amacı, yalnızca yatırımcı kârını maksimize etmek değildi. O dönemin şirket yapısı ‘yönetici kapitalizmi’ olarak adlandırılıyor. Yani şirketlerin rotasını belirleyenler genellikle yöneticilerdi ve karar süreçlerinde çalışanları, müşterileri ve toplumu göz ardı etmiyorlardı. Bu dönemde şirketin sahibi sayılan yatırımcılar çoğunlukla geri planda kalıyor, yöneticiler şirketi neredeyse ‘kendi mülkleri’ gibi yönetebiliyordu. Örneğin, sigara üreticisi R.J. Reynolds’ın CEO’sunun şirket jetlerini kişisel seyahatler ve evcil hayvan taşıma gibi amaçlarla kullandığı biliniyor. Bu tür örnekler, dönemin şirket kültürünü hicveden “Wall Street” gibi filmlerde de ele alındı.

Ancak 1970’te ekonomist Milton Friedman, New York Times’a yazdığı yazıda şirketlerin yalnızca yatırımcılarının çıkarlarını gözetmeleri gerektiğini savundu. Bu görüş, modern ‘yatırımcı öncelikli yaklaşımın’ temelini attı. Friedman'a göre bir CEO, yalnızca hissedarların vekili olmalı ve başka hiçbir paydaşı gözetmeden hareket etmeliydi. Bu bakış açısı zamanla ABD şirket yönetiminde baskın model haline geldi. Öte yandan hukukçu Lynn Stout gibi isimler bu tezi sorguladı. Stout’a göre bir şirket, ‘kendine ait’ bir yapıdır ve yatırımcılar sadece belirli sözleşmesel haklara sahiptir. Yani şirketin varlıkları direkt olarak yatırımcılara ait değildir ve bu yüzden sadece onların çıkarları için var olması gerekmez.

Bu görüşler ışığında, kripto para ağlarında ‘kullanıcı öncelikli’ bir yapı inşa edilebilir mi sorusu gündeme geliyor. Özellikle Solana(SOL) ve Ethereum(ETH) gibi blokzincir ağlarında kullanılan yapılar, token sahiplerini sadece yatırımcı değil aynı zamanda kullanıcı haline getiriyor. Bu çift kimlik, yatırımcının doğrudan ağın başarısıyla ilgilenmesine neden olabilir. Geçmişteki kamu altyapılarında da buna benzer bir yapı görülüyordu. Özellikle ilk demiryolu şirketlerinde yatırımcılar aynı zamanda hattı kullanan bireylerdi. Bu sayede hem ekonomik hem de toplumsal açıdan fayda üreten uzun ömürlü sistemler ortaya çıktı.

Kripto sektöründe de benzer bir yaklaşım denenmeye başlandı. Merkeziyetsiz finans(DeFi) ve NFT projelerinde kullanıcılar aynı zamanda projenin hem yatırımcısı hem yöneticisi gibi davranıyor. Topluluk tabanlı yönetişim sistemlerinde, oy hakkı yalnızca token sayısına göre değil, bazen geçmiş kullanım davranışı veya hizmet katkılarına göre de verilebiliyor. Bu da ‘kendi kullandığı sistemi daha iyi hâle getirmek isteyen’ katılımcının önünü açıyor.

Bu yeni yapıda en önemli unsur ‘katılımcı motivasyonu’ olarak öne çıkıyor. Ağın iyi işlemesi için çaba gösteren bireyler, sadece servetlerini artırmak değil, sürdürülebilir değer yaratmak da istiyor. Bu da uzun vadeli başarı şansını önemli ölçüde artırıyor. Kripto ekosistemi, yatırımcının yalnız kâr değil, aktif kullanım üzerinden değer kazanabileceği alternatif bir kapitalizm deneyi olabilir yorum. Kullanıcıların çıkarını gözeten sistemlerin daha esnek ve dirençli olabileceği düşüncesi, önümüzdeki yıllarda protokol tasarımlarında temel bir ölçüt hâline gelebilir.

<Telif hakkı ⓒ TokenPost, yetkisiz çoğaltma ve yeniden dağıtım yasaktır >

Popüler

Diğer ilgili makaleler

Yorum 0

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.

0/1000

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.
1