ABD ile İran arasındaki gerilim tırmanırken, kripto para piyasası sarsıcı bir etkiyle karşı karşıya kaldı. Bitcoin(BTC) fiyatı 24’ünde (yerel saatle) bir gün içerisinde %4’ten fazla düşerek birkaç hafta aradan sonra ilk kez 100.000 dolar seviyesinin altına indi. Bu ani düşüşün fitili, Trump’ın İran’daki üç nükleer tesise hava saldırısı düzenlendiğini açıklamasıyla ateşlendi. Başkan Trump operasyonu ‘başarılı’ olarak nitelendirirken, söz konusu nükleer tesislerin ‘tamamen yok edildiğini’ savundu.
Trump’ın bu sürpriz askeri hamlesinin ardından İran, küresel petrol ticareti açısından kritik bir geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidinde bulundu. Dünya genelinde taşınan petrolün önemli bir kısmının geçtiği bu deniz yolu üzerindeki tehdit, yalnızca enerji değil, küresel finans piyasalarını da ‘şiddetli bir dalgalanma’ içine soktu. Kripto para piyasası ise bu gelişmelerden doğrudan etkilendi. Son iki gün içinde piyasada panik satışı yaşanırken, toplamda yaklaşık 1,02 milyar dolarlık pozisyon tasfiye edildi. Bitcoin dışında Ethereum(ETH), Solana(SOL) ve diğer büyük altcoin'lerin de önemli destek seviyelerini aşağı yönlü kırması, düşüş ihtimalini kuvvetlendirdi.
Uzmanlar şu an Bitcoin’in 100.000–102.000 dolar bandında kritik bir destek seviyesiyle test edildiğini belirtiyor. Eğer bu bölge korunabilirse kısa vadeli bir toparlanma ya da yatay seyir mümkün olabilir. Ancak mevcut fiyat hareketlerine bakıldığında Bitcoin'in bu seviyeyi aşağı yönlü kırdığı görülüyor. Bu durumda sıradaki destek noktası olarak 96.000–97.000 dolar aralığı öne çıkıyor.
Teknik analiz göstergeleri de uzun vadeli yükseliş ivmesinde zayıflamaya işaret ediyor. Bazı analistlere göre Bitcoin, önümüzdeki haftalar ve aylar boyunca ya zayıf bir düşüş trendi ya da dar bantta bir yatay hareket sergileyebilir. Her ne kadar kısa vadeli ‘alım dalgaları’ zaman zaman oluşabilecek olsa da, mevcut jeopolitik riskler ve teknik belirsizlikler sürdükçe güçlü bir yükseliş atmosferi ‘zor görünüyor’ yorumu yapılıyor.
Bu gelişmeler kripto para piyasasının dışsal faktörlere karşı ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Jeopolitik gerginlikler gibi küresel makro riskler, piyasaları aniden sarsabilecek güce sahip. Yatırımcılar açısından risk yönetimi stratejilerinin önemi ise bu tür dönemlerde bir kez daha net biçimde ortaya çıkıyor.
Yorum 0