Son dönemde yapay zekâ (AI) girişimlerinde büyük bir ivme yaşanıyor. Ancak bu projelerin önemli bir kısmının *gerçek bir teknolojik yenilikten çok* sadece dış görünüşe odaklandığı ve büyük ölçüde OpenAI gibi platformların API anahtarlarına dayandığı yönünde ciddi endişeler bulunuyor. Bu tür girişimler temelde kullanıcının sorularını merkezi API’ye iletip gelen yanıtı yeniden biçimlendirerek sunan bir “prompt aracı” iş modelini benimsiyor. Ancak bu yaklaşımlar, *platform politikalarındaki en küçük değişikliğin bile tüm yapının çökmesine yol açabileceği* ciddi bir kırılganlık içeriyor.
O.xyz kurucusu ve IO.ne ortak kurucusu Ahmad Shadid, kaleme aldığı bir yazıda bu tür API temelli AI girişimlerinin önümüzdeki yıllarda ciddi bir *tasfiye süreci* yaşayacağını ileri sürdü. Bu süreci “API Büyük Temizliği” olarak adlandıran Shadid, 2027 yılına kadar tüm AI girişimlerinin yüzde 70’inden fazlasının ortadan kalkacağını öngörüyor. Bunun nedeni olarak da platform sağlayıcılarının fiyat artışı, kullanım kısıtlamaları ve hizmet şartlarındaki değişiklikler gibi adımları gösteriyor. Bu tür değişiklikler, doğrudan iş modelinin çökmesine neden olabiliyor.
Gerçekten de şu anki merkezi API’lere dayalı yapay zekâ ekosistemi, *maliyet dalgalanmaları, tedarik sorunları ve lisans iptali gibi çok katmanlı riskler* taşıyor. Yakın zamanda GPT-4o’nun kullanım fiyatlarındaki ani artışla, bazı projelerin işletme maliyetleri iki katına çıktı. Ayrıca GPU tedarik sıkıntısı yüzünden daha küçük müşterilerin işlem hızında düşüşler yaşanıyor. Hatta sadece bir politika değişikliğiyle içerik üretme özelliği devre dışı bırakılabiliyor. Bu durumlar tek bir merkezin kontrolünden kaynaklanıyor.
Shadid bu noktada, yapay zekânın da çözümü *Bitcoin’in doğuşundaki modele* bakarak bulabileceğini savunuyor. Bitcoin, 2009 yılında merkezî otoriteden bağımsız bir *dağıtık finans sistemi* sunarak geleneksel finans altyapısına alternatif oldu. Benzer şekilde dağıtık bir AI altyapısı; işlem gücü, modeller ve veri kaynaklarını merkezi API anahtarlarından bağımsız bir şekilde çalıştırabilecek bir ekosistem oluşturabilir. Bu modelde ihtiyaç duyulan işlem, duruma en uygun ve ucuz GPU kümesine kaydırılabilirken; modeller dağıtık depolarda tutulacak ve değiştirilemeyen ispat mekanizmalarıyla işlenecek. Böylece tek bir sağlayıcı hizmeti bıraksa bile uygulamanın işlemeye devam etmesi mümkün hale geliyor.
Bu yapının *Web3* ile bütünleştirilmesi, Web2 altyapısında mümkün olmayan ödül sistemlerini mümkün kılıyor. Dağıtık GPU operatörleri, model seçiciler ve veri yöneticileri *token* ödülü alırken; işlemlerin sonuçları blokzincir üzerinde doğrulanabiliyor. Eğer bulut sunucuları kapanır ya da belirli bölgelerde erişim engellenirse bile, *veri, modeller ve yapay zekâ aracıların durumu; sansüre dayanıklı depolama ve doğrulanmış işlem altyapısı* sayesinde korunabiliyor.
Bunun ötesinde akıllı sözleşmelere dayanan yönetişim sistemleri, kullanıcıların yeni güvenlik kurallarını belirlemesini veya performansı düşen modelleri değiştirmesini sağlıyor. Buna karşılık API tabanlı geleneksel yazılım hizmetleri, her platform güncellemesiyle yeniden adapte olmak zorunda kalıyor; bu da onları savunmasız kılıyor. Oysa uzun vadeli çözümler için *veriler, mantık akışı ve güncellemeler blokzincir üzerinde yer almalı*.
Bu gelişmeleri yatırımcılar da yakından takip ediyor. Sadece kullanıcı arayüzüne dayanan yapay zekâ girişimlerinin iş modellerinin şeffaflaştıkça değer kaybetmesi bekleniyor. Diğer yandan ise dağıtık işlem ağları ve lisanslı veri ile desteklenen token ve hisse temelli projeler yüksek değerlemeler elde edebilir. Nitekim son dönemde bazı yatırım firmaları, *gelir dağılımındaki esneklik ve altyapı dayanıklılığını* yatırım kriterleri arasında ön plana çıkarmış durumda. Büyük dil modeli sağlayıcıları da içerik üretim sürecinde telif haklarını güvence altına alma yönünde adımlar atıyor. Bu da OpenAI’nin Shutterstock ile gerçekleştirdiği iş birliği ile somutlaşmış durumda.
Shadid’e göre tüm bu değişimlerin sonunda, uzun ömürlü yapay zekâ projeleri için *dağıtık AI altyapısı* bir 'ön koşul' haline gelecek. Başarılı yapay zekâ uygulamaları hiçbir merkezi kuruma bağımlı olmayacak; işlem gücü esnek bir biçimde bağlanabilecek ve mülkiyet yapısı topluluğa dağıtılmış olacak. Yazısını “Yapay zekâ altyapısı kiralanamaz. Mutlaka inşa edilmeli ve bu anahtar geliştiricilerin elinde olmalı” sözleriyle tamamladı.
Yorum 0