Kripto araştırma şirketi Tiger Research’e göre, global kripto para borsalarının kendi blokzincir teknolojilerini geliştirme yarışı hız kazanırken, Güney Kore merkezli borsalar Upbit ve Bithumb’un da bu trende katılma olasılığı artıyor. Özellikle Kore pazarına özgü likidite avantajı ve kullanıcı yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda, bu iki merkezi borsa (CEX), kendi zincir altyapılarını kurarak iş modellerini yeniden şekillendirebilir.
Coinbase’in Base, Kraken’ın Ink ve Robinhood’un Arbitrum tabanlı blokzincir projeleri gibi örneklerin ortaya çıkmasıyla birlikte, merkezi borsaların bu alana yönelimi dikkat çekici hale geldi. Bu hamlelerin yalnızca işlem ücretini artırmakla kalmayıp, daha geniş çaplı ekosistem gelir çeşitliliğini sağlamayı hedeflediği belirtiliyor. Ek olarak, merkeziyetsiz borsaların büyümesi, düzenlemelerle birlikte gelen fırsatlar ve uluslararası kullanıcı çekme yarışı da CEX’lerin birbirinden farklı stratejiler denemesine neden oluyor.
Upbit ve Bithumb, Kore iç pazarında yıllardır etkili bir konuma sahip olsa da, 2021’den bu yana işlem hacminin daralması ve kullanıcıların yurt dışı borsalara kayması, yeni arayışları zorunlu kılmış durumda. Her iki şirket de bu süre zarfında yurtdışı ofis kurma, ödeme çözümleriyle entegrasyon ve iş çeşitlendirme gibi adımlar attı. Ancak Tiger Research, asıl fark yaratacak stratejinin kendi blokzincir ağlarını kurmak olduğunu öne sürüyor.
Yayınlanan raporda dört farklı senaryo değerlendiriliyor. İlk seçenek, Optimism(OP) yapısı üzerine inşa edilen Layer 2 tipi bir halka açık ağ kurulması. Bu yöntem Coinbase’in Base zinciri gibi, Layer 1’e kıyasla daha az teknik ve yasal zorluk içerdiği için uygulanabilir bulunuyor. OP teknolojisi, Base ve Ink örneklerinde olduğu gibi zincirler arası uyumluluk ve ekosistem ölçeklenebilirliği açısından da öne çıkıyor.
İkinci senaryo, Kore Wonu(KRW) destekli stabilcoin merkezi bir ağ. Bu kapsamda Upbit’in Naver Pay ile gerçekleştirdiği iş birliğiyle kendi stabilcoin’ini doğrudan üretmeden piyasaya sürebileceği öngörülüyor. Stabilcoin’i Naver Pay gibi bir finansal hizmet sağlayıcısı çıkarırken, Upbit ise yalnızca altyapıyı sunan taraf olur. Hedeflenen yapı, düşük işlem ücretleri, mahremiyet koruması ve günlük hayatta rahatlıkla kullanılabilecek bir zincir modeli üzerine kurulu.
Üçüncü model ise Kore’ye özgü yüksek fiat likiditesini kullanarak zincir içinde tokenleştirilmiş varlıklar oluşturmak. Upbit ve Bithumb, borsada tuttukları dijital varlıkları bağlı (wrapped) token’lere dönüştürerek – örneğin upBTC ya da bbBTC – bu token’ları zincir içinde farklı kullanım alanlarına sokabilir. Rapora göre, bu yöntemle merkezi borsalardaki varlıklar daha verimli hale getirilebilir.
Dördüncü strateji ise halka arz öncesi hisselerin (Pre-IPO) tokenleştirilmesi. Upbit’i yöneten Dunamu, halihazırda “Securities Plus Unlisted” platformuyla bu alanda önemli bir deneyime sahip. Token ileştirilen hisse senetleri, likiditeyi artırırken yeni yatırım ürünlerinin de önünü açabilir. Ayrıca, Naver’in söz konusu platformda hisse alımı için yaptığı girişimler, bu stratejinin pratiğe dökülme olasılığını güçlendiriyor.
Ancak tüm bu seçeneklerin karşısında ciddi engeller bulunuyor. Kore’de pozitif düzenleme sistemi yürürlükte; yani yasada açıkça yer almayan servisler uygulamaya geçirilemiyor. Ayrıca her iki borsa da büyük ölçekli kurum statüsünde sayıldığından, ek düzenleyici yükümlülüklere tabii durumda. Teknik kapasiteler ve yerel Web3 liderlik deneyimi de henüz sınırlı.
Tüm bu sınırlamalara rağmen, Tiger Research, Upbit ve Bithumb’un orta-uzun vadede kendi zincirlerini kurma ihtimalini göz ardı etmiyor. Bunun nedeni, aşamalı gelir kaynaklarının azalması ve küresel eğilimlerin kaçınılmaz şekilde zincirleşmeye doğru ilerliyor olması. Bu bağlamda, yüksek kullanıcı tabanı ve likidite avantajını kendi zinciri üzerinden değerlendirmek, iki Kore borsasının yeniden pozisyonlama şansı yakalayabileceği bir dönüm noktası olabilir.
Yorum 0