State Street, JP Morgan’ın blokzincir tahvil platformuna katıldı

Amerikalı küresel varlık yönetim şirketi State Street, JP Morgan'ın blokzincir tabanlı tahvil piyasasına resmen katıldı. Kurumsal müşterilere özel olarak tasarlanan JP Morgan’ın ‘dijital borç hizmeti platformu’na üçüncü taraf saklama kuruluşu olarak dahil olan ilk isim oldu.

Bu katılımla birlikte State Street, platform üzerinde ihraç edilen *tokenlaştırılmış tahvilleri* yatırımcılar adına saklama hakkı elde etti. *Tokenlaştırılmış tahviller*, blokzincir altyapısı kullanılarak oluşturulan dijital borç senetleri olup, geleneksel devlet tahvili ya da şirket tahvili gibi işlese de alım-satım, saklama ve ödeme süreçlerinin tamamı blokzincir üzerinde gerçekleşiyor.

State Street platforma giriş yapmasıyla birlikte, ilk işlemini de gerçekleştirdi. Güneydoğu Asya’nın en büyük ticari bankalarından biri olan Singapur merkezli OCBC Bank'ın ihraç ettiği 100 milyon dolarlık (yaklaşık 1,390 milyar TL) ticari tahvili satın aldı. JP Morgan yetkilileri, bu işlemin “geleneksel finansla blokzincir teknolojisinin entegrasyonuna yönelik önemli bir adım” olduğunu belirtti.

State Street'in bu saklama rolü, sadece bir işlem olmaktan öte, kurumsal yatırımcıların gerçekten *blokzincir tabanlı varlıklara erişim sağlayabildiğini* göstermesi açısından dikkat çekiyor. Uzmanlar, JP Morgan’ın sunduğu bu platformun, blokzincir teknolojisini regülasyonlarla uyumlu bir şekilde uygulamak isteyen küresel finans kurumları için *test ortamı* işlevi görebileceğini düşünüyor.

*Tokenlaştırılmış varlık* piyasası son birkaç yılda birçok büyük küresel bankanın katılımıyla hızla büyüyor. Goldman Sachs(GS), Citibank(C) gibi finans devleri de kurumsal tahvil, fon ve gayrimenkul ürünlerini dijital senet haline getirerek kendi platformlarında işlemeye hazırlanıyor. State Street'in bu hamlesi, *tokenlaştırılmış finansal varlıkların kademeli olarak geleneksel varlık yönetim sistemlerine entegre olduğunun* net bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.