Çin’in kripto hakimiyeti Trump ailesinin servetini tehdit ediyor

Çin’in, Hong Kong’daki kripto varlık likiditesini kontrol altına alması, Trump ailesinin dijital varlıkları üzerinde dahi etkili olabilecek yeni bir ‘jeopolitik güç’ oluşturdu. Özellikle Trump ailesinin kripto servetinin olağanüstü derecede belirli projelerde yoğunlaşmış olması, bu durumun ABD-Çin ilişkilerine bile yansıyabileceği yönünde yorumlara yol açıyor. Son dönemde Eric Trump’ın Hong Kong ziyaretinin arka planında da bu gizli gerilimin rol oynamış olabileceği düşünülüyor.

Bir zamanlar sadece teknolojik bir yenilik olarak görülen kripto paralar artık *ülkelerin kaderini belirleyebilecek stratejik varlıklar* kategorisine evrildi. Bu dönüşümde Çin’in rolü büyük. Çin, ABD’den farklı olarak, uzun vadeli bir stratejinin parçası olarak Hong Kong’u merkez alarak kripto varlık likiditesi üzerinde ciddi bir denetim kurdu. Bu da, dijital varlıklara büyük ölçüde güvenen Trump ailesi için önemli bir kaldıraç oluşturuyor.

Trump, başkanlık döneminde Bitcoin(BTC)’i “gerçek para değil, aldatmaca” olarak nitelendirmişti. Ancak 2025 yılı itibarıyla bu söylemini tamamen tersine çevirdi. Donald Trump Jr., bir Fox News röportajında, “6 Ocak olaylarından sonra bankaların tüm finansal işlemleri bloke etmeleri sonucu mecburen kripto paralara yöneldik” dedi. Politically Exposed Person (PEP) statüsündeki biri için bu, oldukça çarpıcı bir dönüş olarak değerlendirildi ve klasik finans sisteminden dışlanan kimseler için dijital varlıkların *hayatta kalma aracı* haline geldiğini gösterdi.

Bugün Trump ailesinin toplam servetinin yaklaşık %40’ı kripto ile ilişkili işlerden geliyor. 2,9 milyar dolarlık toplam servetin 1,16 milyar dolarlık kısmı (yaklaşık 1 trilyon 612 milyar TL) kripto varlıklardan oluşuyor. Bu varlıklar arasında TRUMP ve MELANIA gibi **mim coin’ler**, NFT’ler ile milyarlarca lira toplanan World Liberty Financial gibi projeler yer alıyor. Ayrıca Eric Trump’ın, American Bitcoin gibi girişimlerle doğrudan bağlantılı olması, ailenin kripto paraların oynaklığından ciddi anlamda etkilenebileceği anlamına geliyor.

Asıl mesele ise bu dijital varlıkların likiditesinin, Hong Kong’daki kripto borsaları üzerinden şekilleniyor olması. Çin, şu anda Hong Kong merkezli lisanslı platformlar aracılığıyla topladığı kripto varlıkları büyük çapta nakde çevirmeyi planlıyor. Görünüşte yasa uygulaması gibi duran bu hamle, aslında *Hong Kong’u küresel kripto fiyatlarını yönlendirecek bir üsse dönüştürme stratejisi*nin parçası.

Bu strateji, Çin’in LEAP Dijital Varlık Politikası 2.0 ile ivme kazandı. Politika, Hong Kong merkezli kripto ticaretini teşvik ederek Çin’in piyasa üzerinde daha fazla söz sahibi olmasını amaçlıyor. Özellikle ‘ulusal ekip’ olarak bilinen Çin’in egemen varlık fonları, yaklaşık 1 trilyon dolarlık varlıkla piyasaya müdahale edebilecek kapasiteye sahip. Bu müdahaleler sayesinde Çin, kripto para piyasasında istikrar ya da yönlü hareketler sağlamayı başarabilir.

Çin’in likiditeye dayalı bu yaklaşımı, ABD’nin pasif dijital varlık politikasıyla büyük bir tezat oluşturuyor. ABD tarafı genel olarak kripto varlıkları saklamaya yönelik ‘hodl’ stratejisini benimserken, Çin ise varlık fiyatı düştüğünde alım, yükseldiğinde satış yönlü *esnek piyasa müdahale stratejisi* izliyor.

Trump ailesi, ABD’de herhangi bir siyasi aileye kıyasla kripto paralara en fazla bağımlı olan grup olduğu için, Çin’in bu strateji değişikliği doğrudan aile varlıklarını etkileyebilir. Aynı zamanda bu yapının siyasi bir hassasiyet taşıması, kriptonun yalnızca ekonomik bir araç değil, *jeopolitik bir silaha* dönüştüğü çağın bir yansıması olarak görülüyor. Çin, bu sayede ABD iç siyasetinde dolaylı etki alanları yaratabilir.