Afrika’da stabil kripto paralar günlük ödeme aracına dönüştü

Nairobi’de salı sabahı, Amina Avrupa’daki müşterisine fatura gönderiyor ve gün içinde Amerikan doları bazlı stabil kripto para olan USD Coin(USDC)'i cüzdanında alıyor. Kısa süre sonra bu varlığı mobil ödeme platformu M-Pesa üzerinden nakde çeviriyor. Bir zamanlar sadece bir deney olarak görülen bu işlem modeli, artık Kenya’da *günlük bir finansal davranış* haline gelmiş durumda. Bu dönüşümün arkasında ise stabil kripto paralarla mobil para transferi arasında köprü kuran Kotani Pay gibi hizmetler yer alıyor.

Atlantik’in öte yanında, Nijerya'nın Lagos kentinde küçük işletme sahibi Chinedu, değişken döviz kurları karşısında işletme sermayesini korumak için Tether(USDT) kullanarak ürün ithalatını sürdürüyor. Bu durum tekil bir örnek değil. 2023 Temmuz'dan 2024 Haziran’a kadar sadece Nijerya’da *stabil kripto paralarla gerçekleşen işlem hacmi yaklaşık 30,58 milyar dolar* (yaklaşık 42,1 trilyon Kore wonu) seviyesine ulaştı. Bu, Sahra Altı Afrika'daki en yüksek işlem hacmi anlamına geliyor.

Bu yaygınlaşmanın temelinde yalnızca teknoloji değil, *ekonomik ihtiyaç* yatıyor. Geleneksel uluslararası para transfer yöntemleri, 2024 üçüncü çeyrek itibariyle ortalama %8,45’lik bir ücret alırken, dijital çözümler bu masrafı %4 seviyelerine düşürüyor. Ayrıca stabil kripto para üzerinden yerel para birimine geçiş yapılabilmesi, 200 ila 1.000 dolar (yaklaşık 280 bin ila 1,39 milyon Kore wonu) arasındaki transferlerde ciddi *maliyet avantajı* sağlıyor.

Her ne kadar piyasa koşullarına göre ücretler ve erişilebilirlik farklılık gösterse de temel mesele aynı kalıyor. *Enflasyon, döviz kuru oynaklığı ve yüksek transfer ücretleri* gibi üç büyük sorunla boğuşan Afrika’daki milyonlarca hane halkı ve küçük işletme, stabil kripto paralar sayesinde paralarının değerini koruyabiliyor ve hızlı şekilde ödeme gerçekleştirebiliyor. Sadece bir akıllı telefonla ‘dijital dolar’ kullanabilmek artık geçici bir moda değil; bölgenin finansal ekosisteminin derin bir parçası haline geliyor. Yine de rezerv şeffaflığı, güvenlik ve düzenleyici değişiklikler gibi konular hâlâ çözülmeyi bekleyen riskler arasında.