Starknet’in BTCFi hamlesiyle Bitcoin(BTC) artık DeFi dünyasında

Starknet’in BTCFi Girişimiyle Bitcoin Artık Bir DeFi Varlığı Olma Yolunda

Messari Research tarafından yayımlanan son araştırmaya göre Starknet, yeni BTCFi çerçevesiyle Bitcoin(BTC)’i yalnızca bir değer saklama aracı olmaktan çıkarıp, merkeziyetsiz finans(DeFi) dünyasında aktif olarak kullanılan bir varlık haline getirmeyi hedefliyor. Proje bu amaca ulaşmak için ana ağda güvenli bir ispat sistemi, güçlü güvenlik altyapısı ve BTC staking modeli geliştiriyor. Bu sayede Starknet, DeFi alanında yeni bir döneme kapı aralamaya hazırlanıyor.

Starknet, 2025 yılının eylül ayında başlatacağı BTCFi adlı stratejik programla, 10 milyar kullanıcıyı hedefleyen kapsamlı bir DeFi ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor. Bu plan kapsamında 100 milyon STRK teşviki, Re7 Capital, LayerZero gibi iş ortaklarının desteği ve köprü altyapısı yer alıyor. Messari Research’e göre Starknet, bugüne dek biriktirdiği teknik birikim sayesinde çok zincirli DeFi merkezi olma hedefine sistemli biçimde ilerliyor.

8 Ağustos’ta topluluk tarafından onaylanan SNIP-31 isimli yönetişim önerisi ise kilit bir dönüm noktası oldu. BTC staking mekanizmasını devreye sokan bu öneri sonucunda Bitcoin sahiplerine yeni basılan STRK’lerden kazanç sağlanabilecek bir sistem oluşturuldu. Staking gücünün %25’ini BTC’ye tahsis eden yapı, STRK’ta yıllık enflasyonu %1,6’dan %2,1’e çıkarsa da, topluluk tarafından kabul edilen %4’lük azami sınırın oldukça altında kalıyor. Messari Research, bu sistemin özellikle erken katılan kullanıcılar için güçlü ödüller sunduğunu belirtiyor.

BTCFi kampanyası süresince Starknet Vakfı, minimum 6 ay boyunca 100 milyon STRK’yi likidite ve takas teşviki olarak dağıtıyor. Kullanıcılar Ekubo gibi otomatik piyasa yapıcılar (AMM) ve Vesu’nun borç verme protokolü üzerinden BTC’yi teminat olarak gösterip stablecoin ödünç alabiliyor ve böylece yeniden yatırım yaparak gelir elde edebiliyor. STRK cinsinden iade ödemeleri ve LST destekli kredi seçenekleri, BTCFi’yi kullanıcılar için cazip hale getiriyor.

Teknik anlamda, Starknet’in kendi geliştirdiği S-TWO provası ve STARKs tabanlı sıfır bilgi ispat sistemi ile hem Ethereum(ETH) hem de Bitcoin tabanlı yapılarla uyumlu bir ölçeklenebilirlik sağlanıyor. Bu sistem sayesinde off-chain işlemler verimli şekilde toplanıyor ve Bitcoin ana ağına aktarılıyor, bu da hem güvenliği hem de güvenilirliği artırıyor.

Likit BTC staking alanında faaliyet gösteren Endur protokolü de önemli bir rol oynuyor. Bu yapı, WBTC ve tBTC gibi farklı sarmallı Bitcoin versiyonlarıyla staking yapılmasına olanak tanırken, kazanılan STRK ödüllerini otomatik takas eden özellikleriyle sermaye verimliliğini artırıyor. Ayrıca, bu şekilde likit staking token’ları borç veya takas işlemlerine entegre edilebiliyor.

Kurumsal katılım da giderek büyüyor. Re7 Capital, yönetimi altında bulunan 800 milyon dolarlık varlıkla BTC getiri fonunu Starknet’e ön yatırımla yerleştirdi. Kurumun kullanıma sunduğu mRe7 adlı token, BTCFi stratejisini perakende yatırımcılara açarak erişimi genişletiyor. Bu strateji, türev ürünleri BTC staking ile birleştiriyor.

Messari Research’e göre bu BTCFi çerçevesi, yalnızca Starknet’in gelişmesini sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda Bitcoin’i *katılımcı bir varlık* kategorisine taşıyacak altyapının temel adımlarını da oluşturuyor. STRK merkezli güvenlik yapısı, çoklu köprü sistemleri ve sarılmış BTC’yi destekleyen yönetişim yapısı birlikte çalışarak Bitcoin’in DeFi dünyasının merkezi varlığı olmasını mümkün kılacak güçlü bir ekosistem yaratıyor. Bu gelişme, bugünkü sadece %0,3’lük Bitcoin DeFi katılım oranı göz önüne alındığında, *önemli bir yapısal sıçrama* olarak değerlendiriliyor.