Hükümetlerin bireylerin finansal faaliyetlerini izleyip kontrol ettiği bir dönemde, *gizlilik odaklı dijital para birimleri*nin önemi giderek daha çok öne çıkıyor. Yaklaşık 70 yıl önce başlayan finansal gözetim bugün bir *standart* gibi kabul edilse de, bu durum binlerce yıldır süregelen ‘özel yaşamı koruyan’ parasal alışveriş anlayışıyla taban tabana zıt.
Geçmişte, madeni para veya kâğıt para gibi fiziksel paralarla yapılan işlemler *anonim*di. Kimden ne alındığı, hükümet ya da banka tarafından bilinemezdi. Orta Çağ Avrupa’sı ve Çin’de kullanılan kâğıt paralar bile “taşıyıcısına ödeme” biçimindeydi; yani sadece parayı elinde bulunduran kişi mülkiyet hakkına sahip olurdu. Bu tür anonimlik asırlardır normal bir ticaret biçimiydi.
Ancak 20. yüzyılın ortalarında kredi kartlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, para hareketleri *izlenebilir* hale gelmeye başladı. 1970’lerden itibaren bankaların müşteri bilgilerini denetlemesi ve şüpheli işlemleri devlete bildirme yükümlülüğü, finansal gözetimin temelini attı. Ardından internet ve mobil ödeme teknolojilerinin gelişimi, izlemeyi hiç olmadığı kadar kolaylaştırdı. Artık bir işlemin *kiminle*, *ne zaman*, *nerede*, *hangi cihazla* gerçekleştiği anında kaydedilip analiz edilebiliyor.
Devletin mali kontrol gücü artık sadece bir olasılık değil, *gerçeklik*. 2022’de Kanada hükümeti, kamyoncu protestolarına destek veren vatandaşların banka hesaplarını dondurdu. Bu yıl ise Gürcistan hükümeti, eylemcilere yardım eden STK’ların hesaplarını kapattı. Suriye’de eski rejimle bağlantılı olduğu öne sürülen hesaplar topluca bloke edildi. Bu tür *hesap dondurmaları*, bireyin yaşamını felç edebilecek sonuçlar doğurabiliyor ve çoğu zaman *yasal bir prosedür olmadan* uygulandığı için bir çeşit ‘finansal ceza’ şeklinde değerlendiriliyor.
Bu koşullar altında *Monero(XMR)* ve *Zcash(ZEC)* gibi *gizlilik odaklı kripto paralar* dikkat çekmeye başladı. Bu dijital paralar, herhangi bir merkezi otoriteye gerek kalmadan doğrudan kullanıcılar arasında transfer edilebiliyor. Tıpkı eski usul madeni para gibi, kimden çıktığı ve ne için kullanıldığı izi sürülemez. Ancak bu anonimlik özelliği, sıklıkla *yasadışı faaliyetlerle* ilişkilendirilerek eleştiriliyor.
Ancak *gizlilik coin’lerinin* tek varlık nedeni anonimlik değil; asıl amaç *bireylerin özgürlüğünü korumak*. Yoğun devlet baskısı altındaki ülkelerde ya da finansal altyapının zayıf olduğu bölgelerde, bu paralar bazen *tek çıkış yolu* olabilir. Nakit kullandığımızda bunu suçla ilişkilendirmediğimiz gibi, gizlilik odaklı kripto paralar da normal bir tercih olarak kabul görmeli.
Asıl sorun, anonimlikten ziyade “*her finansal işlemin izlenmesi normdur*” düşüncesinde yatıyor. Her şeyin takip edildiği *gözetim toplumunun* artık doğal sayıldığı bu dönemin, aslında olağan dışı olduğu vurgulanıyor. Bu bağlamda, gizlilik kripto paralarının tuhaf bir deney değil, binlerce yıllık ‘özgürce yapılan parasal işlemler’ geleneğinin modern yansıması olduğunu hatırlamakta fayda var.
Yorum 0