AB'nin sohbet denetimi yasası geri çekildi: Gizlilik savunucularından zafer açıklaması

Avrupa Birliği’nin (AB) tartışmalı ‘sohbet denetimi yasası’ girişimi bir kez daha başarısızlıkla sonuçlandı. Dijital hak savunucuları bu gelişmeyi ‘özel hayatın gizliliği’ açısından önemli bir *zafer* olarak değerlendirdi.

Almanya Korsan Partisi’nden dijital hak savunucusu Patrick Breyer, 15’inde X (eski Twitter) hesabından yaptığı açıklamada, çocukların cinsel istismarını önlemeyi amaçlayan yasa taslağından mesajların istemci taraflı taranmasını zorunlu kılan ‘arka kapı maddesinin’ kaldırıldığını duyurdu. Bu madde, Danimarka’nın AB Konseyi dönem başkanlığı sırasında eklenmiş ve büyük *tartışmalara* yol açmıştı.

Breyer, yeni taslakta yer alan ifadeyi de kamuoyuyla paylaştı. Bu ifadeye göre, “Bu düzenleme, hizmet sağlayıcılara tespit yükümlülüğü getirdiği şeklinde yorumlanamaz.” Ifade, yetkililerin sohbet hizmeti sunan firmaları mesaj taramaya zorlamasını resmi olarak engellemeyi amaçlıyor. Bu değişiklik, mahremiyet savunucuları tarafından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Buna rağmen çekinceler hâlâ sürüyor. Zira taslak metinde, “tüm olası risk azaltma önlemleri” gibi *muğlak* ifadeler yer almaya devam ediyor. Uzmanlar, bu tip ifade biçimlerinin yasanın uygulanması sırasında sohbet izlemeyi dolaylı yoldan zorunlu hale getirme riski taşıdığını belirtiyor. Üstelik bazı mesajlaşma uygulamalarının gönüllü olarak kurduğu gözetleme altyapılarının, yasa kabul edilirse yasal bir zorunluluğa dönüşebileceği endişesi var.

AB, bu yasal düzenlemeyle çocuk korumasını hedeflediğini söylese de, dijital hakları savunan sivil toplum kuruluşları uzun süredir bu girişimi ciddi bir *özel hayat ihlali* riski olarak görüyor ve yasa tasarısına karşı çıkıyor. Tartışmalı maddenin taslaktan çıkarılması, bu muhalefetin belli ölçüde etkili olduğunu gösteriyor.

Önümüzdeki süreçte düzenlemenin hangi yönde şekilleneceği merak ediliyor. Hem dijital özel hayatın korunması hem de yasa uygulamalarının etkinliği açısından dengenin nasıl sağlanacağı, AB içerisinde temel tartışma başlıklarından biri olmaya devam edecek gibi görünüyor.