2025 yılında Orta Doğu’nun petrol zenginliğine sahip ülkelerinden gelen büyük sermaye, *Bitcoin(BTC)* piyasasının ana *likidite sağlayıcılarından* biri haline gelerek kripto para sektöründe yepyeni bir akım yaratıyor. Özellikle *Abu Dabi*’den kaynaklanan bu sermaye, devlet fonları, varlıklı ailelere ait yatırım ofisleri ve özel finans ağı aracılığıyla *ABD’deki spot ETF'lere* akıyor. Bu da *Bitcoin’in piyasa yapısını* kökten dönüştüren bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Geçmişteki *Bitcoin yükselişleri*, genellikle bireysel yatırımcıların kaldıraçlı işlemleri ve zayıf düzenlemeler altındaki spekülasyonlarla tetiklenmişti. Ancak 2025 itibarıyla çok farklı bir tablo var. Yeni para akışı *ölçek açısından büyük*, *uzun vadeli* ve *kurumsal finansal altyapıyı* temel alıyor. Bu yüzden etkileri de daha kalıcı ve yapısal oluyor.
Bu eğilimin merkezindeki şehir ise *Abu Dabi*. Buradaki *Abu Dabi Küresel Piyasası (Abu Dhabi Global Market - ADGM)*, hem dünyanın önde gelen varlık yöneticilerini hem de kripto odaklı finans şirketlerini çeken bir *regülasyon üssü* haline gelmiş durumda. Yerel petrol sermayesi ise *Bitcoin yatırımları* ve bunun için gerekli olan *altyapı yatırımları* şeklinde buradan piyasaya taşınıyor. Örneğin, *Abu Dabi Yatırım Kurumu (ADIC)*, 2025’in üçüncü çeyreğinde *BlackRock(BLK)*’ın iShares Bitcoin Trust (IBIT) fonundaki payını 2,4 milyon hisseden 8 milyona çıkardı. Bu yatırımların toplam değeri ise söz konusu dönemde *yaklaşık 518 milyon dolar (yaklaşık 7,66 trilyon won)* oldu.
Bu yatırım dalgasına yön veren nedenler ise oldukça çeşitli. Devlet sermayeleri açısından *Bitcoin*, uzun vadeli portföyleri çeşitlendirmek ve *nesiller arası servet aktarımı* için stratejik bir araç olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda içinde bulunulan bölgede kripto altyapısının gelişmesi, piyasaların istikrarı ve *likiditenin artırılması* gibi hedefler de söz konusu. Özellikle genç varlıklı yatırımcıların talebi de bu uzun vadeli stratejiyi güçlendiriyor.
Bu tür kurumsal para akışları, sadece kısa vadeli fiyat artışları yaratmakla kalmıyor; aynı zamanda *alım-satım farklarını* (bid/ask spread) daraltarak işlem derinliğini artırıyor ve genel olarak *piyasa likiditesini güçlendiriyor*. Ayrıca spot ETF’lerle birlikte *hedge işlemleri*, *türev ürünlerin kullanımı* ve *prime broker hizmetleri* de gelişerek Bitcoin’in piyasa yapısını daha sağlam hale getiriyor.
Birleşik Arap Emirlikleri çapındaki yasal altyapı da bu gelişmelerde önemli rol oynuyor. *Federal düzeydeki regülasyonlar* ile birlikte *ADGM gibi özerk ve uzmanlaşmış finansal serbest bölgeler*, kripto paralara yatırım yapmak isteyen ve düzenlemelere hassasiyet gösteren küresel fonlar için *ideal bir geçiş noktası* sunuyor. Nitekim *Binance* gibi büyük kripto borsaları da ADGM’in lisans yapısından faydalanarak burada faaliyet izni almış durumda.
Ancak bu tür büyük yatırım girişlerinin bir o kadar *çıkış potansiyeli* de bulunduğu unutulmamalı. Likidite her zaman çift yönlü işler. 18 Kasım 2025’te *BlackRock*’ın *IBIT* fonundan *tek bir günde 523 milyon dolarlık* çıkış yaşandı ve bu durum spot ETF tarihindeki *en büyük günlük net çıkış* olarak kayda geçti. Bu çıkış, piyasalardaki genel düzeltme trendiyle birlikte, *kâr realizasyonu, zayıflayan yatırımcı iştahı* ve *altına yöneliş* gibi faktörlerden kaynaklandı.
Sonuç olarak, kurumların kriptoya erişimi ve ilgisi genişlese de bu, devamlı pozitif sermaye akışı anlamına gelmiyor. Çünkü *aynı altyapı*, büyük girişleri mümkün kıldığı gibi *büyük çıkışlara* da zemin sağlayabiliyor. Ayrıca *küresel çaplı düzenleme ve politika değişiklikleri* de bu para hareketlerini tekrar teşvik ya da engelleme kapasitesine sahip.
Yorum 0