Yıllar boyunca ABD’de bir kripto para projesi başlatmak, adeta bir labirentin içine girmek kadar karmaşık bir süreç olarak görüldü. Belirsiz yasal çerçeve ve zorlu düzenleyici ortam, sayısız girişimciyi İsviçre ya da Cayman Adaları gibi yurtdışına yönlendirdi. Bu ülkeler de zamanla blockchain inovasyonunun merkezi haline geldi.
Trump’ın başkanlık dönemiyle birlikte ABD hükümeti ilk kez ‘kripto dostu’ bir duruş sergilemeye başladı. Ancak bu açıklamalara rağmen somut anlamda çok az şey değişti. Hâlâ ABD’de bir kripto projesi başlatmak büyük engellerle dolu. Düzenleyici kurumlar belirsiz uyarılar ve ‘uygulamayla düzenleme’ yöntemi dışında bir yol sunmuyor; net bir reform ise mevcut değil.
Gerçekçi bakıldığında, birçok kripto para projesi yalnızca ‘tam anlamıyla merkeziyetsiz’ hale gelerek düzenleyici riskten kaçabiliyor. Ancak, token çıkarma sürecinde bir miktar merkezi yapı kaçınılmaz. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC), eski nesil bir standart olan Howey Testi’ni hâlâ kullanarak neredeyse tüm tokenları menkul kıymet sayıyor. Bu da, merkeziyetsizliğe geçiş için token çıkaran projelerin doğrudan SEC’in gözetimine girmesi gibi bir ironiye yol açıyor.
Bu tür bir düzenleme yaklaşımı, sektörde ciddi zararlar doğuruyor. Yeni tokenların piyasaya sürülmesi için kritik olan likidite sağlayıcılar, ABD kaynaklı projelerle çalışmaktan kaçınıyor. Merkezi borsalar ABD’de başlatılan projelerin token listelerini kabul etmiyor ve hatta merkeziyetsiz borsalar dahi hukuk danışmanlarının uyarısıyla ABD merkezli projelere destek vermekten uzak duruyor. Bu durum ABD’li girişimcilerin küresel kripto ekonomisine girmekte zorlanmasına yol açıyor.
Öte yandan İsviçre, Cayman Adaları, İngiliz Virgin Adaları gibi ülkeler, net ve kripto dostu yasalar ile güvenli bir ekosistem sunarak avantaj sağlıyor. İsviçre, FINMA aracılığıyla sunduğu ‘no-action letter’ uygulaması sayesinde tokenlerin yasal statüsüne ilişkin açıklık getiriyor. Diğer bölgeler de düşük düzenleme yükü ve esnek yapılarıyla projeleri kendine çekiyor.
Ancak asıl ironi, kripto projeleriyle ilgili yazılım geliştirme, işe alım ve inovasyon gibi temel süreçlerin hâlâ ABD içinde gerçekleşmesi. Buna karşın token ihraçları ise yurt dışında kurulan vakıf ve dernekler aracılığıyla yapılıyor. Bu da ABD’li girişimcilerin yüksek hukuk masrafları üstlenmesini ve danışıklı birden fazla yapı ile çalışmak zorunda kalmasını beraberinde getiriyor. Bu yalnızca kripto sektörü değil, ABD ekonomisinin tamamı için de ciddi bir kayıp anlamına geliyor. Eğer bu eğilim tersine çevrilmezse, ABD nitelikli iş gücü, yatırım ve küresel etkisini yavaş yavaş yitirebilir.
ABD’nin kripto endüstrisinde öncü olmak gibi bir hedefi varsa, yalnızca vergi indirimi vaatleri yetmez. Mevcut düzenleyici altyapı, ABD içinde bir projenin başarıyla büyümesini neredeyse imkânsız hale getiriyor. Bu nedenle politika yapıcıların kabul etmesi gereken ilk gerçek; klasik finansal piyasalar için oluşturulan regülasyonların kripto endüstrisine uymadığıdır. Howey Testi artık anlamını yitirmiş durumda ve bu yenilikçi sektöre özgü düzenleyici çerçeveye acilen ihtiyaç var.
Özellikle proje geliştirme süreçlerinde ekiplerin aktif katkısı kaçınılmaz olduğundan, tokenların merkeziyetsizliğe ulaşması için makul bir geçiş süresi vergi standartlarına dahil edilmeli. Elbette bu süre içinde ‘içeriden bilgiyle kazanç sağlayanları’ sınırlayacak önlemler de alınmalı. Ayrıca SEC’in geleneksel olarak benimsediği ‘önce yaptırım, sonra yorum’ şeklindeki anlayış artık terk edilmeli ve piyasa paydaşları, ABD’de bir tokenın menkul kıymet mi yoksa emtia mı olduğu konusunda önceden bilgi sahibi olabilmeli. Bu belirsizlikler netleşmeden, ABD’de sağlam bir kripto ekosistemi kurmak zor olur.
Gelinen noktada, birçok girişimci ABD'den umut kesmiş durumda. Her geçen gün daha fazla proje yurtdışında kuruluyor; bu da ABD içinde iş imkanlarını ve inovasyonu törpülüyor. Artık ABD kriptoyu aktif olarak teşvik etmese bile, en azından daha fazla geri itmemeli. Eğer Trump gerçekten kripto dostu bir ülke inşa etmek istiyorsa, artık sadece sembolik mesajlar değil, düzenleme altyapısında kökten bir reform zamanı gelmiş demektir. Zaman hızla daralıyor.
Yorum 0