Ripple ile ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu(SEC) arasındaki hukuk mücadelesi kritik bir dönemece girdi. 8 Mayıs’ta (yerel saatle), Yargıç Analisa Torres, Ripple’ın 125 milyon dolarlık para cezasının 50 milyon dolara düşürülmesi ve ilgili ‘emanet’ fonlarının serbest bırakılması yönündeki iki taraflı ortak talebi usulen uygunsuz bularak reddetti. Mahkemenin bu kararı, teklif edilen anlaşmayı geçersiz kıldı.
Bu aksaklığa rağmen Ripple’ın baş hukuk sorumlusu Stuart Alderoty, 2023 yılında alınan, halka açık borsalarda XRP’nin bir ‘menkul kıymet’ olmadığına dair kararın hâlâ geçerliliğini koruduğunu belirtti.
Kripto para analisti SMQKE, William & Mary Hukuk Dergisi’nin (Cilt 66:1531) yayımladığı bir makaleye atıf yaparak, XRP sahiplerinin Ripple ödeme sistemi içinde yaratılan ‘gelecekteki nakit akışlarının bir kısmına’ sahip olduğunu savundu. Bu görüş, XRP’nin Ripple’ın gelir modeliyle bağlantılı bir menkul kıymet olarak değerlendirilebileceğini ima ediyor. Ancak bu tür bir yorum, 2023’te SEC ve Ripple arasındaki davada verilen XRP’nin halka açık borsalarda ‘menkul kıymet’ sayılmadığı yönündeki kararla çelişiyor.
Analist, Ripple’ın nihai zaferinin, blokzincir tabanlı altyapılar açısından önemli bir dönüm noktası olacağını düşünüyor. Bankalar, yatırım fonları ve kurumsal şirketler açısından ödeme, takas ve varlık saklama gibi finansal işlemlerin blokzincir ağlarına geçirilebilmesinin pratik bir yolunu sunabilir. Eğer XRP resmen menkul kıymet statüsünde sayılmazsa, bu token’ların geleneksel menkul kıymet yasalarına tabi olmadan da şirketlerin gelecekteki değerlerini temsil edebileceği fikri kanıtlanmış olacak.
Bu durum, diğer şirketlerin katı regülasyonlara takılmadan blokzincir üzerinden hem sermaye toplayabileceği hem de değer transferini gerçekleştirebileceği anlamına gelir. Böylece teknoloji inovasyonu önündeki engeller bir nebze azaltılmış olur.
SMQKE, finans sisteminin temellerinde zaten bir değişim yaşandığını vurguluyor. Tokenlaştırılmış hisse senetleri anlık takas edilebiliyor, varlık saklama hizmetleri artık akıllı sözleşmeler yoluyla sağlanabiliyor ve ödeme altyapıları doğrudan kripto cüzdanlarına entegre edilebiliyor. Kurumlar rol oynamaya devam edecek ancak bu rolleri daha verimli dijital altyapılar üzerinde gerçekleştirecek.
Yargının Ripple’ın sistem yapısını kabul etmesi durumunda ise bu, blokzincir teknolojisinin temel finansal işlevleri yerine getirmeye hazır olduğu yönünde güçlü bir mesaj verir. Bu, sadece Ripple için değil, tüm sektör için küresel finansın bir sonraki aşamasına hazır olduklarının işareti olacaktır.
Yorum 0