Aave topluluğunda DAO ve Aave Labs arasında kontrol krizi büyüyor

Aave protokolünde topluluk içinde son dönemde yaşanan çalkantılar, yönetişim yapısına dair uzun süredir devam eden tartışmaları tekrar gündeme taşıdı. Marka ve kullanıcı arayüzü (frontend) varlıklarının kimin kontrolünde olması gerektiği konusunda Aave Labs ile merkeziyetsiz özerk organizasyon (DAO) arasında derin görüş ayrılıkları yaşanıyor. Özellikle, protokol üzerinden elde edilen gelirlerin dağıtım yöntemi ve yönetim yetkileri bu ayrışmanın odağında yer alıyor.

Aave topluluğunda tartışmaları tetikleyen gelişme, CoW Swap ile gerçekleşen entegrasyon sonrasında topluluğun bazı üyelerinin platform aracılığıyla elde edilen gelirlerin Aave Labs’in kontrol ettiği bir cüzdana aktarıldığını iddia etmesiyle başladı. Kimliğini paylaşmayan ‘EzR3aL’ kullanıcı takma adlı bir topluluk üyesi, söz konusu gelirin DAO’ya ait olması gerektiğini savundu ve Aave Labs’in bu hareketini topluluğun ön onayı olmaksızın kaynakları dışarı aktarmış olmakla eleştirdi.

Bu gelişmenin ardından, marka varlıklarının – örneğin web arayüzü, sosyal medya hesapları ve marka ismi haklarının – doğrudan DAO’nun denetimine bırakılmasını öngören bir yönetişim önerisi oylamaya sunuldu. Ancak oylama sonucunda öneri %55 oranında ‘hayır’ oyu alarak reddedildi. ‘Çekimser’ oylar %41, ‘evet’ oyları ise yalnızca %3.5'te kaldı. Bu durum, DAO ve şirket kısmı arasında süregelen kontrol geriliminin hâlâ ne kadar *belirgin* olduğunu ortaya koydu.

Wintermute CEO’su Yevgeny Gaevoy tarafından da eleştirilen bu öneri hakkında “kontrolün nasıl kullanılacağına dair net bir yol haritası olmadan böyle bir geçişin yapılması sorumsuzca olur” değerlendirmesi yapıldı. Gaevoy ayrıca, DAO’nun bu varlıkları nasıl yöneteceği ve gelirleri token sahiplerine nasıl yansıtacağı gibi temel konularda halen belirsizlik olduğunu vurguladı. Ayrıca kontrolü devralacak yapının kâr amacı güdüp gütmediğinin netleşmediğini belirterek Aave Labs’in bu konuda açık bir *değer paylaşım modeli* sunması gerektiğini dile getirdi.

‘yorum’: Bu açıklama, DeFi projelerinde şirket ve DAO arasında net bir sınırın olmamasının sistemsel bir zafiyet taşıdığını ima ediyor.

Aave kurucusu ve CEO’su Stani Kulechov ise tartışmaların ardından bir topluluk duyurusu yaptı. Kulechov, çatışmaları merkeziyetsiz yönetişimin doğal bir parçası olarak niteledi ve iletişim noktasında eksiklik yaşandığını kabul etti. Ayrıca Aave Labs’in gelecekteki rolünü ve DAO’nun nasıl fayda sağlayacağını daha açık şekilde anlatacaklarını söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Kulechov'un yaklaşık 15 milyon dolarlık AAVE token alımı ise tartışmaların bir başka yönünü oluşturdu. Bu hareketin ‘oy satın alma’ girişimi olduğu iddialarını ise kesin bir dille reddetti. Bu alımın yalnızca Aave ekosistemine olan inancını gösterdiğini vurguladı. Ekosistemin birçok farklı hizmet sağlayıcıyı barındıracak kadar büyüdüğünü söyleyen Kulechov, şeffaflık ve ekonomik uyum konusunda güçlendirme sözü verdi. Son olarak, “AAVE nihayetinde kazanan olacak” diyerek projeye duyduğu güveni dile getirdi.

Yaşanan gelişmeler, yalnızca Aave’yle sınırlı kalmayıp tüm DeFi dünyasına daha büyük sorular yöneltiyor. Özellikle DAO yapıları içinde şirketlerin sahip olduğu etkiler, gelir paylaşımı mekanizmaları ve değer akışı artık *teorik* değil, doğrudan yatırımcı güvenini etkileyen somut sistemsel kırılmalarla sınanıyor.

‘yorum’: Bu noktada, DAO ve şirketler arasında güvene dayalı değil, prosedürel ve şeffaf ilişkilere ihtiyaç var gibi görünüyor.

Özetle, Aave protokolünde yaşanan bu gelişmeler, DeFi projelerinin büyürken sadece teknolojiye değil, işleyiş modellerine ve özellikle yönetişim tasarımına da ağırlık vermesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.