BTCFi yükselişte: Bitcoin(BTC), getiri sağlayan varlığa dönüşüyor

Bitcoin(BTC) tabanlı yeni nesil merkeziyetsiz finans alanı, yani BTCFi, artık sadece bir seçenek değil, kaçınılmaz bir trend haline geliyor. 24’ünde (yerel saatle) Tiger Research tarafından yayımlanan bir rapora göre, bu dönüşüm; coin sahiplerinin ‘atılamayan’ kripto paralarını değerlendirme isteği, kurumsal yatırımcıların Bitcoin varlıklarını aktif kullanma hedefi, teknik altyapının olgunlaşması ve yeni uygulama katmanlarının gelişmesiyle hız kazanıyor.

Bitcoin şu anda 1 trilyon doların üzerinde bir piyasa değerine sahip olsa da, bu varlıkların büyük kısmı herhangi bir getirisi olmadan cüzdanlarda bekletiliyor. Tiger Research, toplam BTC arzının yaklaşık %99’unun faiz veya işlem ücreti getirisi olmaksızın pasif olarak saklandığını ifade ediyor. Halihazırda 14 milyon adedin üzerinde Bitcoin, soğuk cüzdanlarda veya uzun vadeli saklama adreslerinde tutuluyor. Bu durum, hem Tiger Research raporunda hem de Glassnode gibi zincir üstü veri sağlayıcılarında net şekilde gözleniyor.

Bu tablo Ethereum(ETH) ile büyük fark gösteriyor. ETH, staking ve merkeziyetsiz finans (DeFi) likidite havuzları sayesinde aktif şekilde dolaşıyor. Özellikle 14,2 milyon ETH’nin (yaklaşık 35 milyar dolar) likit staking protokollerine yatırılmış olması, ETH’nin sadece saklanan bir değer değil, aynı zamanda gelir sağlayan bir varlığa dönüştüğünü ortaya koyuyor.

İşte BTCFi, tam olarak bu dönüşümü Bitcoin’e uyarlamayı amaçlıyor. Analizlere göre BTCFi, Bitcoin’i borç verme, sigorta, staking ve akıllı sözleşmeler gibi DeFi ürünlerine entegre ederek, ‘pasif’ bir varlığı ‘verimli’ hale getiriyor. Tiger Research, bu yeni yaklaşımın Bitcoin’in yüksek güvenliğini temel alarak, Ethereum ve diğer ağlarda görülen sermaye etkinliğini BTC’ye taşımayı hedeflediğini vurguluyor.

Kurumsal yatırımcılar da BTCFi’nin yaygınlaşmasında önemli bir rol oynuyor. 2024 yılında onaylanan Bitcoin spot ETF’lerinin ardından BTC, birçok büyük yatırım portföyüne dahil edildi. Geleneksel finans dünyasının ‘boşta sermaye’ bırakmama mantığı kriptoya da sıçrarken, BTC artık teminatlı borçlanma, staking, yapılandırılmış ürünler gibi formlarda kullanılmaya başlandı. Yıllık %3-5 gibi getiriler, milyarlarca doları yöneten kurumlar için *yeterince cazip* görünüyor.

BTCFi altyapısı da bu dönüşüme paralel olarak evrim geçiriyor. Fidelity Digital Assets, Coinbase Custody gibi regülasyon uyumlu saklama hizmetleri, kurumlardan gelen talebi karşılayacak likidite token’ları geliştiriyor. BounceBit’in BBTC adlı likit custody token’ı bu alanda liderlik ederken, Avrupa’da BTCD ETP gibi ürünler %5,6 civarında yıllık getiri sunarak pratik örnekler oluşturuyor.

Diğer yandan BTCFi ekosistemi, giderek daha fazla ürün ve hizmet sunar hale geliyor. Örneğin BounceBit Prime, Bitcoin ile ABD Hazine tahvillerini birleştiren çift gelir modeli sunarak kurumsal alıcılara cazip teklifler yapıyor. SatLayer ise BTC’den elde edilen geliri yeniden stake ederek sigorta sistemlerine entegre eden bir modele sahip. Bu gibi projeler, Bitcoin'in *sigortalı finansa* da entegre olabileceğini gösteriyor.

Teknik açıdan da önemli gelişmeler yaşanıyor. 2021’deki Taproot yükseltmesiyle başlayan süreçte, Bitcoin ağı daha programlanabilir hale geldi. BitVM, L2 çözümlerinin çoğalması, Stacks, Rootstock(RSK) ve BOB gibi akıllı sözleşme uyumlu altyapılar bu süreci destekliyor. Babylon ve Merlin ise şimdiden milyarlarca dolar büyüklüğünde TVL (kilitli toplam değer) kazanarak BTCFi protokolü olarak konumlanıyor.

Kullanıcı talebi de BTCFi'nin yükselişini destekliyor. 2023’te Ordinals, BRC-20 token’ları ve NFT gibi on-chain aktivitelerin hızla artması, Bitcoin ağındaki blok alanının aktif şekilde değerlendirilmeye başlandığını ortaya koydu. Bu, BTCFi temelli ürünlere yönelik doğal bir kullanıcı tabanının oluşmaya başladığını işaret ediyor.

BTCFi süreci, genel olarak varlığın köprüler veya custody ile sarılması, DeFi protokollerine katılım, getiri elde etme ve pozisyonun kapatılması gibi döngülerden oluşuyor. Bu süreç içerisinde kredi – borç ilişkileri, işlemsel ücretler, stake gelirleri, saklama ücretleri ve yapılandırılmış ürün gelirleri gibi gelir kaynakları aracılığıyla sürdürülebilir bir ekosistem inşa ediliyor.

Sonuç olarak BTCFi, Bitcoin’in kullanımını sadece verimli hale getirmeyi değil, onu adeta kripto piyasalarının *getiri referans varlığı* haline getirmeyi hedefliyor. Tiger Research, BTCFi’nin tıpkı ABD tahvillerinin geleneksel finans dünyasında oynadığı rol gibi, kripto sermaye piyasasının taban varlığına dönüşme sürecinde olduğunu ve bu dönüşümün önümüzdeki yıllarda daha da hızlanacağını öngörüyor.