İngiltere’de yürürlüğe giren gençleri zararlı içerikten koruma yasasının Avrupa ve ABD’ye yayılmaya başlamasıyla birlikte, mevcut yaş doğrulama yöntemlerinin verimliliği düşürdüğüne dair eleştiriler de artıyor. Özellikle kullanıcılar, kişisel bilgilerinin ifşa edilmesine dair endişeleri nedeniyle yaşları yasal olsa bile doğrulama sürecinden kaçınıyor. Bu da dolaylı olarak *reşit olmayan kullanıcıların zararlı içeriklere erişimini artırabileceği* yönünde yorumlara yol açıyor.
Yeni uygulamada, İngiltere’de kısa süre önce yürürlüğe giren online güvenlik yasası ile cinsel içerik gibi zararlı içeriklere karşı gençlerin korunması amacıyla yaş doğrulaması zorunlu hale getirildi. Ancak bu düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte *VPN indirme oranları %1800 arttı*. Bu da kullanıcıların doğrulama sürecine girmemek adına yasal platformları terk edip daha az denetlenen alternatif sitelere yöneldiğini ortaya koyuyor.
Mevcut yaş doğrulama yöntemlerinin, örneğin fotoğraf yükleme ya da kredi kartı bilgisi girme gibi süreçlerin *kullanıcılar için fazla eski usul ve riskli* olduğu belirtiliyor. Kişisel bilgilerinin ifşa olmasından çekinen yetişkin kullanıcıların bile bu süreçleri atlaması, *gençler için korunma etkisini düşürüyor*. Ayrıca yetişkin içerikli sitelerin siber saldırılara sıkça maruz kaldığı göz önünde bulundurulduğunda, veri sızıntısı durumunda maddi kayıpların yanı sıra itibar zedelenmesi, tehditle şantaj gibi ikincil riskler de gündeme gelebiliyor.
Bu sorunlara çözüm olarak *Web3 tabanlı blokzincir sosyal kimlik doğrulama teknolojileri* ön plana çıkıyor. Özellikle ‘sıfır bilgi ispatı’ (Zero-Knowledge Proofs, ZKP) adı verilen yöntem, kullanıcının gerçek yaşını açıklamadan yasal yaşta olduğunu kanıtlamasına imkân tanıyor. Bu sistemde kullanıcı bilgileri, doğrulama otoritesi tarafından kriptografik olarak blokzincir adresine bağlanıyor; ancak isim veya doğum tarihi gibi ayrıntılar kamuya açıklanmıyor. Bu yöntem yalnızca yetişkin içerik platformlarıyla sınırlı kalmayıp *bahis siteleri, dış ticaret finansmanı gibi alanlarda* da uygulanabilecek esnekliğe sahip.
Gerekli hallerde, örneğin suç soruşturması ya da yasal talepler oluştuğunda, bu anonim blokzincir hesabının gerçek kişisel bilgilerle eşlenerek açığa çıkarılabileceği bir *yönetişim esaslı izleme mekanizması* da geliştirilebiliyor. Bu da, kötü niyetli kullanıcılara karşı yasal hesap sorulabilirliği sağlarken iyi niyetli kullanıcının *mahremiyetini koruyan* bir çözüm tasarımı olarak değerlendiriliyor.
Neticede, gençleri koruma gibi önemli bir hedefe ulaşmak için teknolojik yenilikleri içeren çözümlere yönelmek gerekiyor. Eski yöntemlerle kullanıcıları sisteme dahil etmek mümkün değil ve *dijital mahremiyet ile çevrimiçi güvenliğin birbiriyle çelişmediği* bir anlayışın benimsenmesi şart. Web3 teknolojileri sayesinde kullanıcıların hem *kişisel verileri üzerindeki kontrolü* artıyor hem de daha *güvenilir ve şeffaf bir dijital doğrulama altyapısı* kurulabiliyor.
Devletlerin ve sektörün yalnızca yasal düzenlemeye uygunluk göstermeye odaklanmak yerine, *kullanıcıların gerçekçi beklentilerini dikkate alan sistemler* geliştirmesi gerekiyor. Aksi halde gençlerin korunması konusundaki hedefler hâlâ ulaşılması zor bir ideal olarak kalabilir.
Yorum 0