Web3’ün temel değerleri arasında *dağıtılmış yapı*, *kullanıcı egemenliği*, *doğrulanabilirlik* ve *dirençlilik* yer alıyor. Ancak son dönemde hızla yaygınlaşan yapay zeka(AI) etkenleri, bu ilkeleri tehdit ediyor. Anoma’nın kurucu ortağı Adrian Brink, “AI etkenlerinin kullanımı kaçınılmaz bir gelişme, fakat eğer bu etkenler egemenlik temelli alt yapılarda çalışmazsa Web3’ün ruhu zedelenebilir” diyerek konuya dikkat çekiyor.
Yapay zeka etkenleri, blokzincir ile kullanıcı arasında daha esnek ve sezgisel bir etkileşim sağlayabilir. Ancak mevcut AI etkenlerinin büyük çoğunluğu, doğrulanamaz kapalı kutu yapılı büyük dil modellerine (LLM) dayanıyor. Bu sistemler, sık sık 'halüsinasyon' olarak bilinen hatalı bilgi üretimi sorunlarına neden olabiliyor. Bu durum, hassas finansal verilerin işlenmesi açısından ciddi bir *risk* oluşturuyor.
Özellikle *kişisel veri güvenliği* ve *veri egemenliği* konusu, ödün verilemeyecek kadar *önemli*. Günümüzde birçok AI etkeni, IBM ya da OpenAI gibi merkezi ve kapalı algoritmalara bağımlı çalışıyor. Bu modellerde, kullanıcıların veri üzerindeki kontrolü *garanti edilmez*. Brink, “Böyle devam ederse, Web2’deki güç yapısı, Web3’e birebir taşınabilir” yorumunda bulunuyor.
Bu soruna önerilen çözüm ise *niyet (intent) odaklı sistemler* kurmak. ‘Niyet’, kullanıcının elde etmek istediği işlem sonucunu açık bir biçimde ifade eder ve buna dayanarak AI etkeninin çözüm üretmesini sağlar. Bu tür bir yapı, dağıtılmış ağlarda çalışan çözümleyici düğümler sayesinde *kullanıcı egemenliği*ni ve *kişisel veri gizliliğini* korurken, aynı zamanda blokzincir etkileşimlerini *sadeleştirmeyi* amaçlar.
Bu *niyet odaklı altyapı*, AI etkenlerinin merkezileşme riskini de azaltabilir. Günümüzde belirli LLM sistemlerinin pazara hakim olması olasılığı yüksekken, dağıtılmış bir ekosistemde farklı etkenlerin kullanıcı istekleri doğrultusunda rekabet etmesi, hem *merkeziyetçiliği azaltır* hem de kullanıcı ihtiyaçlarını daha etkin karşılama fırsatı sunar.
Ayrıca ‘niyet’ yaklaşımı, AI etkenlerinin gelişimi için de *anahtar rol* üstleniyor. Brink, mevcut AI etkenlerinin *izole*, birbirinden kopuk yapılar olduğuna dikkat çekerek, "Standartlaştırılmış bir ‘niyet’ altyapısı sayesinde etkenler arasında *iletişim* ve *işbirliği*, *zincirler arası işlemler* ve *çok adımlı görevler* sağlanabilir. Böylece Web3 deneyimi, Web2 konforuna yaklaşabilir" yorumunu yapıyor.
Brink’e göre AI etkenleriyle ‘niyet’in birleşimi, merkeziyetsiz finansın(DeFi) *geleceğini dönüştürecek*. “Niyet, sadece bir kullanıcı deneyimi geliştirme aracı değil. Aynı zamanda AI sistemlerinin *kullanıcının çıkarını merkeze almasını sağlayacak olmazsa olmaz bir altyapıdır*. Web3'ün ideallerinin korunması için sektörün bu yapıyı hızla benimsemesi gerekiyor” şeklinde açıklamada bulundu.
Yorum 0