ABD-Çin ticaret görüşmeleri başladı: Bitcoin(BTC) ve Ethereum(ETH) için kritik dönem

ABD-Çin ticaret görüşmeleri bugün resmen başlarken, bu sürecin *Bitcoin(BTC)* ve *Ethereum(ETH)* gibi kripto paralar üzerindeki etkisi merak konusu oldu. Görüşmelere, ABD Hazine Bakanı Scott Besant, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Ticaret Temsilcisi Jamison Greer katılırken; Çin tarafını Başbakan Yardımcısı He Lifeng temsil ediyor. Londra’daki bu kritik görüşme 24’ünde (yerel saatle) gerçekleşiyor.

Bu temaslar, Trump’ın geçtiğimiz hafta Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı *“çok olumlu bir telefon görüşmesi”* sonrasında planlandı. İki liderin bu görüşmesi, Şubat ayında başlayan ticaret savaşından bu yana ilk doğrudan temas olarak kayıtlara geçti.

Yılın başında Trump, Çin’den ithal edilen ürünlere yüzde 125 oranında gümrük vergisi getirmiş ve bu hamleyle ticaret gerilimini fitillemişti. Çin tarafı da misilleme olarak benzer vergiler uygulamış, karşılıklı hamleler sonrası gümrük oranları yüzde 145’e kadar çıkmıştı. Ancak mayıs ayında İsviçre’de taraflar, ABD’nin Çin’e yönelik vergileri yüzde 30’a, Çin’in ise ABD ürünlerine uyguladığı tarifeleri yüzde 10’a indirmesi yönünde geçici bir anlaşmaya varmıştı.

*Kripto para uzmanları*, bu görüşmelerin sonucuna özellikle dikkat çekiyor. Çünkü geçmişte, jeopolitik ve ekonomik belirsizlik dönemlerinde *Bitcoin(BTC)* gibi dijital varlıklar güvenli liman işlevi görmüştü. Görüşmelerden olumlu bir sonuç çıkması, yatırımcı psikolojisini sakinleştirerek piyasalarda *istikrar* yaratabilir. Ancak taraflar anlaşma sağlayamazsa, geleneksel piyasalardan kaçan yatırımcıların yeniden *kripto paralara yönelmesi* bekleniyor. Bu da hem Bitcoin hem de alternatif kripto para (altcoin) fiyatlarında yukarı yönlü baskı oluşturabilir.

Öte yandan, *Santiment* isimli on-chain analiz firmasının verilerine göre, şu anda *Ethereum(ETH)* sahiplerinin sayısı 148 milyon 380 bin, *Bitcoin(BTC)* cüzdan sahipleri 55 milyon 390 bin ve *Dogecoin(DOGE)* yatırımcıları 7 milyon 790 bin olarak kaydedildi. Uzmanlara göre bu rakamlar, yatırımcıların küresel ticari gerilimler ve siyasi belirsizlikler karşısında alternatif yatırım araçlarına yöneldiğini gösteriyor.