Back to top
  • 공유 Paylaş
  • 인쇄 Yazdır
  • 글자크기 Yazı tipi Boyutu
URL kopyalandı.

CoinEasy: Şirketlerin Bitcoin(BTC) borçları şeffaf değil, sistematik kriz riski büyüyor

CoinEasy: Şirketlerin Bitcoin(BTC) borçları şeffaf değil, sistematik kriz riski büyüyor / Tokenpost

Kripto para araştırma platformu CoinEasy, yayımladığı son raporda büyük miktarda Bitcoin(BTC) bulunduran halka açık şirketlerin borç yönetimi konusunda başarısız olmaları halinde doğabilecek risklere dikkat çekti. Rapora göre, yalnızca ‘varlık sahipliğinin kanıtı’ yerine ‘borç kanıtı(Proof of Liabilities)’ yapısının acilen oluşturulması gerekiyor. Ayrıca Bitcoin’in muhasebe yapısı gereği yaşanan *şeffaflık sınırlamaları* ve *doğrulanamazlık* gibi sorunlar önemli birer risk unsuru olarak öne çıkıyor.

Bitcoin’i portföy stratejilerinin merkezine alan şirket sayısı giderek artıyor. Örneğin MicroStrategy(MSTR), stratejik dönüşüm sonrası uyguladığı Bitcoin alım planı sayesinde son beş yılda hisse fiyatını yaklaşık %2.900 artırarak bu yaklaşımın başarısını gözler önüne serdi. Artık birçok şirket için Bitcoin tutmak hem hissedar değeri yaratma hem de servet koruma yöntemi olarak benimsendi. Bugün itibarıyla 100’den fazla halka açık şirket rezervlerinde BTC bulunduruyor.

Buna karşın CoinEasy’nin raporuna göre, yalnızca Bitcoin’e sahip olmak şirketlerin mali açıdan sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor. Blockchain üzerinde varlıklar takip edilebilse de borçlar genellikle privat muhasebe sistemlerinde yer alıyor. Bu durum şirketlerin beyan ettiği borç bilgilerinin *tamlık sorunu(Completeness Problem)* doğurmasına yol açıyor. Yani bir kuruluş resmi olarak “10.000 BTC seviyesinde borç” açıklarken, aslında 15.000 BTC’yi aşan bir yükümlülüğü olabilir; bunu dışarıdan kontrol etmenin bir yolu bulunmuyor. Sonuç olarak, sistemin bütünlüğü tamamen *şirketlere duyulan güvene* bağlı kalıyor.

Mevcut durumda sağlanan varlık ispatı, özel anahtar imzası ya da blockchain bakiye kontrolü gibi yöntemlerle teknik olarak doğrulanabilir. Ancak borç tarafında kullanılan teknolojiler olan sıfır bilgi ispatları (ZK Proofs) ya da Merk ağacı (Merkle Tree) yapıları, yüksek karmaşıklık ve operasyon maliyeti nedeniyle şirketler tarafından yaygın biçimde kullanılmıyor. Bu durum, kurumsal şeffaflığın hâlâ merkezî yapılara olan güven üzerinden şekillendiğini gösteriyor ve Bitcoin’in ‘aracısız ekosistem’ vaadiyle çelişiyor.

Rapora göre, şirketler yalnızca varlık miktarlarını vurgulayıp buna karşılık gelen borçları gizlediklerinde bir tür ‘şeffaflık yanılsaması’ yaratılmış oluyor. Özellikle denetim dönemlerinde müşterilerden para çekilmesini teşvik etmek, grup şirketler arasında varlık ve borç alışverişiyle zamanlama farklarından faydalanmak ya da eksik rezervle faaliyet göstermek gibi uygulamalar risklerin görünmez kalmasına neden olabiliyor. CoinEasy bu tür manipülatif yapıların yatırımcı yanılgılarına neden olduğunu ve piyasa genelinde sistemsel riski artırdığını ifade ediyor.

Gerçek veriler bu tehlikeyi ortaya koyuyor. Standard Chartered’ın analizine göre, 2025 yılı itibarıyla Bitcoin'i bilançosuna dahil eden 61 halka açık şirket arasında Bitcoin fiyatının ortalama alış fiyatına göre sadece %22’lik bir düşüş yaşanması, bu şirketlerin yarısında hisse değerinin şirketin net varlığının altına inmesine yol açabilir. Üstelik bu senaryo böylesi bir etkinin kaldıraç etkisi ya da borç faktörü hesaba katılmadan oluşturuldu. Bu da sorunun ciddiyetini artırıyor.

Raporda ileriye dönük çözüm önerileri de yer alıyor. Bunlar arasında anlık varlık ve borç doğrulama sistemleri, sıfır bilgi ispatına dayalı üçüncü taraf denetimleri ve kullanıcıların kendi bakiyelerini izleyebilecekleri araçlar öne çıkıyor. Ek olarak, merkeziyetsiz ekosistemde düzenleyici temellerin inşa edilmesi ve sermaye gereksinimi gibi çerçevelerin devreye alınması gerektiği vurgulanıyor. Ancak tüm bu öneriler, öncelikle ‘şeffaflık iradesi’nin ortaya konmasıyla anlam kazanabiliyor.

Son olarak CoinEasy, “*güvenme, doğrula (don’t trust, verify)*” ilkesini hatırlatarak, bireylerin kurumsal çözümler yerine kendi kripto varlıklarını şahsen saklamaya yönelerek (self-custody) riskleri dağıtmasının önemine dikkat çekti. *Borç ispatı* altyapısının hâlâ geride kaldığı bu dönemde, güven yerine dozajı artırılmış bir doğrulama sistemine geçiş için özellikle teknolojik adaptasyon ve ekosistem içi oto-kontrol mekanizmaları kritik hale geliyor.

<Telif hakkı ⓒ TokenPost, yetkisiz çoğaltma ve yeniden dağıtım yasaktır >

Popüler

Diğer ilgili makaleler

Yorum 0

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.

0/1000

Yorum ipuçları

Harika bir makale. Takip talep etme. Mükemmel bir analiz.
1