Web3 için tek yol iş birliği: Uzmanlar Web2 ile bütünleşik dönüşüm çağrısı yapıyor

Web3’ün yaygınlaşma süreciyle ilgili tartışmalar sektör içinde farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bazı Web3 savunucuları, Web2 sisteminin tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savunsa da, mevcut sektör gerçekliği ve kullanıcı alışkanlıkları dikkate alındığında bu yaklaşımın *verimsiz olabileceği* yönünde eleştiriler dile getiriliyor. Data Guardians Network operasyon direktörü Richard Johnson, kısa süre önce kaleme aldığı bir yazıda, *Web2’yi tamamen dışlamaya çalışan yaklaşımların Web3’ün büyüme potansiyelini sınırladığına* dikkat çekti.

Johnson’a göre Web3, dağıtık altyapıya dayalı güçlü teknolojik değerler sunsa da, geleneksel sistemlerle *bağlantısız* bir yapıda kaldığı sürece bu potansiyelini tam olarak yansıtması zorlaşıyor. ABD merkezli Pew Research Center’ın 2024 tarihli araştırmasında, yetişkin katılımcıların %63’ü kripto para yatırımı ve kullanımı hakkında *“güven duyulamaz”* açıklamasında bulunarak kitlesel algı farkını gözler önüne serdi. Ayrıca Oxford Üniversitesi’nin vurguladığı gibi, blokzincir temelde ‘güven’ sorunlarını çözse de, son kullanıcı nezdinde hâlâ *karmaşık ve uzak* bir teknoloji olarak algılanıyor.

“Yeni bir teknoloji bir günde yaygınlaşmaz” mesajını veren Johnson, Web3’ün halka ulaşmasının yolu olarak mevcut altyapıyla *bütünleşik ve kademeli bir dönüşümün* gerekli olduğunu ileri sürdü. Geçmişte at arabalarıyla otomobillerin, telgrafla e-postanın bir süre eş zamanlı kullanıldığını hatırlatan Johnson, Web2 ile Web3’ün de aynı anda gelişmesinin kaçınılmaz olduğuna işaret etti. Nitekim Web2 şirketleri halihazırda Web3’ü entegre etmeye yönelik hamleler yapıyor. PayPal, Visa ve bankaların blokzincir tabanlı sistemlere yönelmesi bu sürece örnek olurken, Amazon Web Services(AWS)’in Web3 laboratuvarı ve Google Cloud’un ZKP bazlı çözümleri, kurumsal dönüşüm tarafındaki önemli adımlardan birkaçı.

Johnson’a göre Web3 geliştiricilerinin, kullanıcı deneyimi ve adlandırma gibi temel sistemleri tasarlarken Web2 mantığını *kapsayıcı şekilde değerlendirmesi* gerekiyor. Aynı zamanda, Web3’ün Web2 şirketlerine sağlayabileceği *somut avantajların net bir biçimde ortaya konması* şart. Örneğin AI eğitimi için kullanılan verilerin blokzincir üzerinden şeffafça izlenebilmesi, veri kaynağı ve kullanım tartışmalarını en aza indirebilir. Bu da Web3 ile yapay zekâ gibi teknolojilerin birleşmesinin *pratik değerini* gözler önüne seriyor.

Web2 çözümleriyle iş birliği geliştirmenin, daha fazla kullanıcı kazanımı açısından *daha gerçekçi bir strateji* sunduğunun da altını çizen Johnson, Nielsen verilerine göre kullanıcı testine dayalı ürün geliştirme modellerinin başarı oranını *%500’e kadar artırabildiğini* hatırlattı. “Çoğu kullanıcı Web3 uygulamasını olmak için değil, daha iyi bir bankacılık deneyimi, daha hızlı yapay zekâ veya daha kolay bir platform kullanımı için geliyor” sözleriyle Johnson, kullanıcı beklentilerinin *ideolojik değil, günlük faydaya yönelik* olduğunu vurguladı.

Son olarak Johnson, “Web3’ün değeri, ne kadar ‘saf’ olup olmadığıyla değil, hangi problemleri çözüp çözemediğiyle ölçülmelidir” diyerek, Web2 dünyasıyla *etkin iş birliği kurmanın Web3’ü kitlelere ulaştırmanın anahtarı* olduğunu yineledi. Sadece izole gelişen değil, bütünleşerek yaygınlaşan bir Web3 modeli, teknolojinin geniş kabul görmesi yolunda önemli bir mesaj niteliği taşıyor.