Global blokzincir yatırım şirketi MEXC Ventures, kısa süre önce yayımladığı bir raporda, *gerçek dünya varlıklarının (RWA) tokenlaştırılmasının* geleneksel finans yapısını kökten dönüştürebilecek bir teknoloji olarak öne çıktığını belirtti. Rapora göre, tokenlaştırma; varlıkların ‘parçalı sahipliği’, işlemlerin ‘otomasyonu’ ve mülkiyet kayıtlarının ‘şeffaflığı’ yoluyla, geleneksel varlıkların *likidite eksikliği* ve *yüksek yatırım bariyerleri* gibi sınırlamalarına çözüm sunuyor.
Tokenlaştırma; gayrimenkul, tahvil veya sanat eseri gibi fiziksel ya da finansal varlıkların blokzincir teknolojisi yardımıyla dijital tokenlara dönüştürülmesi anlamına geliyor. Raporda, bu süreç sayesinde küçük yatırımcıların yüksek değerli varlıklara erişiminin kolaylaştığı, akıllı sözleşmelerle getirilerin otomatik dağıtıldığı ve işlem kayıtlarının değiştirilemez şekilde saklandığı vurgulanıyor. Örnek olarak, ticari gayrimenkullerin binlerce tokena bölünerek satışa sunulması, küçük yatırımcının piyasaya girmesini sağladı ve dolaşımı arttırdı.
Kurumsal yatırımcı ilgisi de hızla artıyor. MEXC Ventures, geleneksel finans kurumlarının RWA tokenlaştırması sayesinde *likidite havuzlarında çeşitlilik* sağlamakta ve *işletme maliyetlerini düşürmekte* olduğunu ifade etti. Ayrıca, düzenleyici çerçevenin oluşturulmasıyla birlikte, bazı pilot projelerin ticarileşme aşamasına geçtiği belirtildi. Örneğin, küresel bir banka tahvilleri tokenlaştırarak ödeme sürecini ciddi oranda kısaltıp yaklaşık %30’luk maliyet avantajı sağladı.
Sanayi bazlı projeler de bu dönüşümün somut örneklerini sunuyor. Avrupa’da bir gayrimenkul yatırım fonu, bir perakende tesisi mülkiyetini 20 bin tokene bölerek küçük yatırımlarla sermaye sağladı. Güneydoğulu bir üretici, fatura tokenlaştırması ile *nakit dönüş sürecini iyileştirdi*. Sanat piyasasında ise tokenlaştırma, *eser doğrulaması* ve *koruma fonlarının oluşturulması* gibi konularda kullanıldı. Bu örnekler, tokenlaştırmanın yalnızca bir teknoloji denemesi değil; piyasa erişimi ve şeffaflık sorunlarına pratik çözümler sunduğunu gösteriyor.
Yine de çözülmesi gereken teknik ve yasal sorunlar da önemli. Rapora göre, tokenlaştırılmış varlıkların *yasal mülkiyet haklarını* güvence altına alması için genellikle bir özel amaçlı şirket (SPV) ya da bir güven yapısı oluşturulması gerekiyor. Ayrıca, dış verilerin güvenilirliğini sağlamak için orakıl (oracle) teknolojisinin rolü vurgulandı. Fiziksel varlıkların, lisanlı emanet kurumları tarafından korunması ve düzenleyici denetim sistemiyle desteklenmesi gerektiği de özellikle belirtildi. Aksi halde, tokenlaştırılmış varlıkların yalnızca dijital birer kayıt niteliğinde kalabileceğine dikkat çekildi.
Raporda ayrıca tokenlaştırmanın, *düzenleme uyumlu yapı ile merkeziyetsizlik* eğilimi arasında bir denge aradığı ifade edildi. İlk etapta izinli ağlar aracılığıyla başlayan bu dönüşümün, ilerleyen dönemlerde kamu blokzincirleriyle entegrasyonu hedefleyen *hibrit modeller* aracılığıyla sürmesi gerektiği savunuldu. Bu yaklaşım, hem mevcut regülasyonlara uyum sağlıyor hem de piyasanın genişlemesine olanak tanıyor.
Tokenlaştırmanın önemli bir fonksiyonu da *likidite artırımı*. Gayrimenkul ya da özel yatırım fonları gibi normalde kolay alınıp satılamayan varlıklar, tokenlar aracılığıyla daha aktif işlem görmeye başlıyor. Ancak bunun için piyasa yapıcı teşvikleri, itibari para geçiş ağları ve düzenleme netliği gibi bileşenlerin oluşturulması gerektiği ifade edildi. MEXC Ventures, bu çerçevede “likidite tasarımı” becerisinin ileride projeler için *rekabetçi bir avantaj* sağlayacağını öngörüyor.
Risk yönetimi için de çok katmanlı bir yaklaşımın zorunlu olduğu belirtiliyor. Akıllı sözleşmelerde güvenlik açıkları, yasal anlaşmazlık riskleri ve düzenleme belirsizliklerinin bertarafı için; sigorta ürünleri, kod denetimleri, pilot uygulamalar ve anlaşmazlık çözüm mekanizmaları gibi önlemler tavsiye ediliyor. Sınırlı katılımcılarla yapılan test çalışmaları ve dış denetimler, yatırımcı ve düzenleyici güveninin sağlanması açısından etkili yöntemler arasında gösterildi.
Sonuç olarak, RWA tokenlaştırmasının *düzenlemeye uyumlu ihraç yapıları* ile *kamu blokzincirlerinin açıklığını* birleştiren bir “hibrit altyapıya” dönüşeceği öngörülüyor. Örneğin, konut kredilerine dayalı menkul kıymetlerin (MBS), akıllı kontratlarla oluşturulup merkeziyetsiz platformlarda işlem göreceği bir yapı, gelecekte mümkün hale gelebilir. Ancak bunun için yasal uygunluk, likidite tasarımı ve varlık saklama gibi üç temel sütunun güvence altına alınmasının şart olduğu vurgulanıyor. Bu üç alanda başarılı olan projeler, potansiyel olarak küresel liderliği ele geçirebilir.
MEXC Ventures, tokenlaştırmayı geleneksel finansın yerine geçecek bir sistem olarak değil, onun üzerine inşa edilecek ve *verimlilik ile kapsayıcılığı* artıracak tamamlayıcı bir katman olarak tanımlıyor. Gerçek dünya varlıklarının tokenlaştırılması artık yalnızca bir fikir değil; fiili uygulama aşamasına geçilmiş durumda ve bu teknolojinin, *küresel finans sisteminin dijital dönüşümüne* öncülük etmesi bekleniyor.
Yorum 0