MetaDAO’nun yeni yayınlanan bir analize göre, kripto piyasasında yaygın olan *yüksek toplam piyasa değeri (FDV) ve düşük dolaşımdaki arz* yapısı hem yatırımcılar hem de projeler açısından ciddi dengesizliklere yol açıyor. 24’ünde Alea Research tarafından paylaşılan raporda, böylesi yapıların yatırımcılara ‘haklar’ sunmaksızın sadece ‘seyrelme riski’ ve ‘dump tehdidi’ taşıdığı vurgulandı. Bu yapının getirilerinin çoğunlukla zincir dışına yöneldiği belirtilirken, Alea bu sorunu çözmeye yönelik alternatif olarak MetaDAO’nun geliştirdiği *Futarchy tabanlı* sermaye toplama modeline dikkat çekti.
Alea Research’e göre geleneksel yönetişim token’ları protokol gelirleriyle doğrudan bağlantılı değil ve bu nedenle çoğu zaman *ekonomik değeri olmayan* araçlara dönüşüyor. Raporda, projelerin nakit akışının çoğunlukla vakıflara veya ekip kontrolüne aktarıldığı, bu yüzden de token sahiplerinin yeterince ödüllendirilmediği ifade edildi. UNI token örneğinde olduğu gibi, Uniswap’ta yıllardır ertelenen kâr paylaşımı teklifleri ya da Coinbase’in Tensor satın alımında token sahiplerinin dışlanması bu tabloyu gözler önüne seriyor.
Bu duruma yanıt olarak MetaDAO, ‘tekrar tasarlanmış’ ICO yaklaşımıyla *Futarchy mekanizmasına dayalı otomatik piyasa yapıcı (AMM)* sistemini hayata geçirdi. Yeni yapıda, tüm teşvikler en baştan uyumlu biçimde tasarlanıyor, içeriden kontrol riski ortadan kaldırılıyor ve gelir akışı doğrudan token ile bağlantılı hale getiriliyor. Bu sayede yatırımcılar ‘sorumluluk’ ve ‘geri ödeme hakkı’ garantileriyle fon sağlarken, girişimciler de şeffaf ve öngörülebilir maliyet yapısı ile başlangıç sermayesi elde edebiliyor.
2025 Ekim’inde Solana(SOL) ağı üzerinde AMM yapısını devreye alan MetaDAO, 1,47 milyar dolarlık toplam işlem hacmi ve yıllık 4 milyon dolar düzeyinde işlem geliriyle hızla büyüdü. AMM protokolünün komisyon gelirleri doğrudan META token sahiplerinin kontrolündeki hazinelere aktarılıyor. Alea Research, META platformunda piyasaya sürülen token’ların ortalama FDV’sinin 400 milyon dolar civarında olduğunu ve META’nın yaklaşık 35 katlık getiri çarpanına ulaştığını belirtti.
MetaDAO’nun sunduğu *token lansman altyapısı* riskleri minimize eden bir model olarak öne çıkıyor. Tipik ICO yapılarında yüksek risk ve düşük kazanç sebebiyle yatırımcı güveni zayıfken, MetaDAO’nun akıllı kontratlar üzerinden sunulan gelir paylaşımı ve geri ödeme mekanizması sayesinde *“rug pull yapılamaz” token satışları* mümkün hale geliyor. Gerçekleştirilen ilk projelerden Umbra ve OMFG gibi örnekler tokenlarında 7 kata varan artışla piyasada dikkat çekti.
META token, henüz 130 milyon dolarlık mevcut piyasa değeri ve FDV ile göreceli olarak küçük bir yapıya sahip. Ancak Alea Research bu sınırlı büyüklüğün, yaklaşan merkezi borsa(CEX) listelemeleri öncesi META’ya bir *kısa vadeli değerleme potansiyeli* sunduğunu düşünüyor. Ayrıca DAO hazinelerinde toplanan işlem gelirleri META token’ının uzun vadede alternatif bir yatırım opsiyonuna dönüşmesini sağlayabilir.
Sonuç olarak MetaDAO, piyasadaki *spekülatif ICO* yapılarının ötesine geçerek yatırımcı haklarını merkeze alan daha sürdürülebilir bir model ortaya koyuyor. Alea Research META’yı, içinde barındırdığı yeni nesil lansman altyapısıyla değerinin zamanla fiyatlara yansıyacağı ve bağlı projelerin başarısıyla birlikte işlem görebilecek *fon benzeri bir varlık* olarak tanımlıyor.
Yine de MetaDAO’nun bu yapısıyla piyasanın yeni standardı haline gelip gelemeyeceği belirsiz. Eğer gelirler ve işlem hacimleri büyümeden sabit kalırsa şu anki değerleme kısa vadeli bir zirveye dönüşebilir. Bu nedenle META yatırımının kaderi, token performansından ziyade platformun uzun vadeli büyüme potansiyeli ve oluşturacağı güven ağına bağlı olacak. Yapısal çözümlerin sınırlı olduğu şu dönemde META, deneysel ama umut vadeden bir ‘geleceğin ICO’su’ modeli olarak değerlendiriliyor *yorum*.
Yorum 0