Ethereum(ETH), Wall Street’in ödeme altyapısına dönüştü: İşlem hacmi 5 trilyon doları aştı

Ethereum(ETH), artık yalnızca bir ‘kripto para’ olarak görülmüyor. 2025 sonuna yaklaşırken, Ethereum, Wall Street’in temel ödeme altyapılarından biri haline gelerek çeyrek dönemlik işlem hacminde 5 trilyon doları aşmış durumda. Bu gelişme, kripto dünyasıyla geleneksel finans sisteminin birleşimine dair en somut adımlar arasında yer alıyor.

Ethereum’un bu dönüşümdeki en büyük kozu, akıllı kontratlarla otomatikleşmiş bir *T+0* yani anlık işlem tamamlama süreci sunması. Geleneksel bankalarda standart olarak uygulanan *T+2* yönteminde işlemlerin sonuçlanması iki günü bulurken, Ethereum ağı üzerinde varlık transferiyle ödeme eş zamanlı yapılabiliyor. Bu sayede hem işlem hataları azalıyor hem de işlemi işlemek için gereken insan kaynağı ve maliyetler ciddi oranda düşüyor.

Finans kurumları Ethereum adını doğrudan anmasa da, sistemlerini “dağıtık defter”, “zincir üstü likidite”, “programlanabilir para” gibi kavramlarla güncelleyip Ethereum’un temel teknolojilerini benimsiyor. VanEck CEO'su Jan van Eck, 2025’in Ağustos ayında yaptığı bir açıklamada Ethereum’un Wall Street’in 'token’ı haline geldiğini vurgularken, Ethereum Sanal Makinesi(EVM)’nin banka içi ödemelerde küresel bir standart haline geldiği mesajını verdi.

Artık finans kurumları Ethereum’u NFT tabanlı deneysel bir platform olarak değil, güvenilir ve ‘görünmez bir boru hattı’ gibi kullanılan merkezi defter sistemi olarak değerlendiriyor. Bu altyapının en kritik yapıtaşlarını ise *stabil kripto paralar* ve *tokenlaştırılmış varlıklar* oluşturuyor.

2025’in Temmuz ayında ABD Kongresi’nden geçen ‘GENIUS Yasası’, Amerikan bankalarının birer yan kuruluş üzerinden sabit kripto para (stablecoin) ihracı yapmasını ilk kez yasal zemine oturttu. Bu gelişmeyle birlikte Ethereum ağı üzerindeki stabil kripto paraların toplam piyasa değeri 300 milyar dolara ulaşarak tarihi bir sıçrama kaydetti. ABD doları ile 1:1 oranında sabitlenen bu dijital varlıklar, klasik banka saatlerine bağımlı olmadan günün her saati işlem yapılmasını mümkün hale getirdi ve ödeme risklerini büyük ölçüde ortadan kaldırdı.

Bu sisteme yalnızca bankalar değil, Visa ve Mastercard gibi ödeme devleri de dahil oldu. Ethereum tabanlı ödeme API'leri, dünya çapındaki mağaza ve bankalarla yapılan işlemleri eş zamanlı olarak sonuçlandırıyor. Öyle ki birçok kullanıcı, 'kripto para' kavramını bilmeden dahi blockchain altyapısından faydalanıyor.

Ethereum’un etkisi yalnızca ödemeyle sınırlı değil. 2025 Aralık’ta JP Morgan, para piyasası fonu MONY’yi Ethereum ağına taşıyarak yatırımcıların stabil kripto paralar ya da nakit ile katılım göstermelerini, getirilerini ise her gün otomatik olarak almalarını sağladı. Ethereum, burada daha önce manuel olarak yapılan işlemleri dijital ‘kılıf’ ile dönüştürerek hem şeffaflığı hem de likiditeyi artırmayı başardı.

BlackRock’ın para piyasası fonu BUIDL da benzer bir yapılanmayla Ethereum üzerine kurularak kısa sürede 1 milyar dolarlık yönetilen varlık büyüklüğüne ulaştı. Fon, dağıtımlarını blockchain üzerinde anlık olarak yapabiliyor ve bu sayede geleneksel IT altyapılarıyla rekabet edilemeyecek düzeyde hız ve doğruluk sunuyor.

Ethereum altyapısı artık finansal sistemin temel bileşeni haline geliyor. JP Morgan, 2025 sonu itibarıyla blockchain bölümlerini 'Kinexys' adıyla yeniden markalarken, günlük 2 milyar doları aşkın işlemi Ethereum üzerindeki altyapıyla gerçekleştiriyor. Kurumlar, özel blockchain’lerin sınırlamalarını aşmak için daha fazla birlikte çalışabilirlik sunan ‘tarafsız güven’ odaklı Ethereum’u tercih ediyor.

Sonuç olarak, Ethereum sadece bir yatırım aracı değil, *küresel finansın çalışma sistemi* haline dönüşüyor. Standartlaşmış akıllı kontrat yapısı, dünya geneline yayılmış node ağı ve şeffaf veri altyapısıyla, Wall Street'in kendi başına oluşturamayacağı altyapıyı halihazırda etkin şekilde sunmuş durumda. Bu da Ethereum’u adım adım ‘finansın işletim sistemi’ haline getiriyor.