Başkan Trump bu yıl ailelerin hediye sayısını azaltmak zorunda kalabileceğini söylemesinin ardından, ABD'deki küçük işletmelerden yükselen tepki artıyor. 12’sinde (yerel saatle) Beyaz Saray’da düzenlenen bir konuşmada, ABD’nin Çin’e yönelik gümrük vergileri hakkında yöneltilen bir soruya yanıt veren Trump, “Bazı çocuklar bu Noel'de 30 oyuncak yerine sadece 2 oyuncak alabilir” diyerek, “Bu iki oyuncak da biraz daha pahalı olabilir” ifadelerini kullandı.
Ancak sahadaki durum daha farklı. Minnesota’nın St. Paul kentinde faaliyet gösteren Mischief Toy Store adlı oyuncak mağazası, bu hafta içinde küçük işletmelerden oluşan bir oluşumla birlikte Başkan Trump’a dava açtı. Dava, Trump’ın gümrük vergileri konusunda aldığı ani kararlara karşı çıktı. Nisan ayından bu yana en az 13 eyalette bu yönde davalar açılmış durumda. Bu gelişmelerin, Trump’ın tarifeleriyle ilgili yürüttüğü programın ABD Anayasası ve hukuk sistemi üzerindeki etkilerini değerlendirmek açısından örnek teşkil edebileceği belirtiliyor.
Temel tartışma konusu, Başkan Trump’ın böyle bir gümrük vergisini keyfi biçimde koyma yetkisine sahip olup olmadığı. ABD Anayasası'nın 2. maddesi başkana dış politika ve orduyla ilgili yetkiler tanıyor olsa da, vergi ve gümrük vergisi koyma yetkisi 1. maddeye göre yasama organı olan Kongre’ye ait. Bu nedenle, Trump tarafından uygulamaya konan gümrük vergilerinin başkanın doğrudan yetkisinden ziyade Kongre'nin verdiği yetkilere dayanması gerektiği yorumu öne çıkıyor.
ABD tarihinde gümrük vergileri birçok kez siyasi ya da ekonomik araç olarak kullanıldı. Ancak Trump’ın yöntemi geçmiş örneklerden farklılık gösteriyor. 1828'deki 'Nefret Vergisi', 1897'deki 'Dingley Vergisi' ya da 1930’daki 'Smoot-Hawley Tarifesi' gibi uygulamalar Kongre’de yasalaşarak yürürlüğe girmişti. Buna karşın, Trump’ın yürürlüğe koyduğu tarifeler ‘acil yetki’ kapsamında yalnızca başkanlık kararnamesi ile devreye alındığı için hukuki itirazlara maruz kalıyor.
Bu gümrük vergisi adımlarının, uluslararası ticaret düzenine nasıl bir etki yapacağı henüz tam olarak öngörülemiyor. Ancak asıl ekonomik zararı büyük şirketlerden çok ABD içinde faaliyet gösteren küçük işletmelerin gördüğü ifade ediliyor. Oyuncak, konfeksiyon ve elektronik ürünler gibi kalemlerde ithalat maliyetlerinin yükselmesiyle birlikte bu şirketlerin satışları ciddi düşüş yaşamış durumda.
Sonuç olarak, piyasada yaşanan karmaşa ve tüketici üzerindeki mali yük, siyasi gerekçeli gümrük vergisi politikalarının ne denli sorunlu sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Açılan davaların sonucu, gelecekte ABD başkanlarının ticaret alanındaki yetki sınırlarını belirleme açısından kritik bir örnek teşkil edebilir.
Yorum 0